yeni dönem çabalamaları

Bir dönem eline fotoğraf makinası geçenlerde , otomatik olarak bi ''profesyonel fotoğrafçılık'' tutkusu oluşuyordu.Bu hala devam da eder.Bu akımı kim çıkardı bilmiyorum.Arkadaş çevresini bıraktım şöyle bir etrafıma baktığımda boynunda kafam kadar makinayla dolanan tipler görüyorum.Hayatının tek amacı arkası flu , önü net fotoğraf çekmek olan insan bu.Kompozisyon ayarlar , odaklar , azıcık sanatsal olsun diye sağını solunu boş bırakır , National Geographic kapağı gibi kareler yakalar falan.Bunlar kötü diye söylemiyorum tabii ki.Ama bu bir özentiye doğru gidiyor ki bu hiç de hoş değil.

Arkadaşım , tamam sürekli çekmek istiyorsun da, yerdeki ezilip doğaya terkedilmiş kola tenekesini , arkası flu önü net çekince o bir sanat eseri olmuyo.Olmuyo işte , facebook'a koyuyosun bissürü böyle ''sürrealist'' fotoğraf
, bunu beğendi diye 30 kişi , bir sürü de yorum geliyor '' cnm çok güzel çekmşssin ya , baylddmmmmm:):):)'' diye.eee? Neyine bayıldın , mamak çöplüğü gibi fotoğraf albümü var adam da buna mı bayıldın?

Bir de grup açıyor kimi fotoğraf çeken arkadaşlar, ki fotoğraf çeken diyorum , başka bişey demem.İşte ne biliyim Zart Zurtoğlu PHOTOGRAPY adıyla grup açıyor , içine bi r sürü de resmini koyuyuor.(Photography! Vuhuu!) Bu işi ciddiyetle photography kelimesini doldurarak yapanları tenzih ediyorum ; lakin iki üç arkadaşını toplayıp da güneş vurdurarak , efendime söyleyeyim kübik,sürrealist,absürd,aristokr..neyse işte , üç beş resmini çekince , hiç de büyük bir mesleğe dönüşmüyor yaptığın şey.Efendim? Resim değil fotoğraf mı? Biliyorum , sen ordan illa ki atlarsın diye yazdım onu.

O resimlerin yanına da etiketini yapıştırdın mı tamamdır.'Bilmemme Photography'' Altına da iki üç özlü mısra yaz ki kompozisyonu tamamlasın.Sonra gelsin yorumlar.Zaten şu yorumları almak için facebook fotoğrafı çekimleri yapıyorsun sen , ciğerini bilirim.

Eşşek kadar kodak,canon olucak boynunda , 'zenit zenit' efektiyle yürüyeceksin.Böyle ara mahallelerde oynayan çocukların fotoğrafını çekeceksin turist gibi.Ama arka flu , ön net unutma! sonra da dediğim gibi photography yazacaksın kenarına falan.Bak ne güzel bir fotoğrafçı oldun.

''COK TATLI CIKMSSN CNM! :):):)''

Facebook'ta türeyen fotoğrafçılar , anlamışsınızdır sanırım , evet sizden hazzetmiyorum , RESİMlerinizden de.

boombox 4 life

abimin yatağının başucunda dururdu , siyah oldukça büyüktü , üzerine bir sürü yapıştırma yapıştırmıştık , ekolayzır ayarını bozduğumda abimden azar işitirdim.çok kasetimiz vardı,annemin kullanmadığı muazzez abacı kasetlerinin üzerine ses çekerdik.o zamanlar hayatımın en güzel geçen zamanlarıydı sanırım.bilgisayarın yozlaştırmadığı temiz bünyeler,bir araya gelince şımaran , önce gülen ama sonra b.kunu çıkaran iki kardeş , abim hep güldürürdü beni , program falan yapardık onu kaydederdik , radyo programlarını alaya alırdık , en sonunda abim bana vurur,sataşır bağırmalarımı kaydetmek için iyice çığırdan çıkardı.ben bunu bile bile her gün odasına giderdim yeniden.

bizimkini omzumuza alıp dışarı çıkmazdım elbette , ama o kadar özenirdim ki , kablolu olduğunu unutup heveslendiğim bile olurdu.7-8 yaşında küçük bi kız çocuğu o adar büyük bişeyi nasıl taşıyacaktı orası da malum.ama üzerine titrerdik , yapıştırmaları çıkarırken tam çıkmayıp yüzeyde beyaz yapışkanını bırakması (dünyada en illet olduğum şeylerin başında gelir) hayal kırıklığına uğratırdı.o kadar dikkat ederken bi gün kaseti koyup kapağı kapatmaya davrandığımda kapanmadığını farkettim.hatırlar mısınız , o kapağı 5-6 kere itip kapamaya çalışmak , en sonunda sertçe kapatmak lazımdı , bu şarttı çünkü o kapak hep yalama olurdu.

çok da toz çekerdi , kasetleri , hoparlörleri oturup sevgiyle temizlemek çok zevkli olurdu.bir de o zamanlar tek eğlencemiz bu olduğundan yaşam alanı da ona göre şekillenirdi , bütün ihtiyaçlar elin altında olurdu , yanına dizilirdi , kasetler , kağıt kalem( radyoda dinlenip beğenilen şarkının adını yazmak için) , su,topkek ...

Image Hosted by ImageShack.us


bir gece abimle şımarmıştık da annem inanılmaz kızıp azarlamıştı , o gün abimle anneme küsmüştük , yüzünü görmeyecek , yemeğini yemeyecektik falan .. ama o kadar açık gözüz ki odaya kapanmadan önce yanımıza 2 şişe su , kek , kraker falan stoklamıştık.gece sega falan oynamıştık beraber uyumuştuk ( yan odada oturan abiye özlem <3) ertesi gün annem gelip hadi atakuleye gidiyoruz siz de dreamland e girersiniz diye odanın kapısından bağırmıştı da hiç bişey olmamış gibi giyinip çıkmıştık.hey gidi.

bu arada her akşam dreamland de jetonun dibine dibine vuran , o sarı kuponlardan onbin tane biriktirip sadece misket alınca bile mutlu olan , ter içinde çıkıp aşşağı katta kumpir yiyen , evi atakuleye yakın çocuğum ben.meraba.

neyse , ha ne diyordum , boombox. boombox ını omzuna yükleyip ağır ağır yürüyen , renkli tshirt altına absürd bi sneaker çeken , kafasını sallayarak , bangır bangır açtığı müziğe eşlik ederken ondan serbestinin olamayacağını düşündüğüm adam.nerdesin?ben seni sadece filmlerde kült hale gelmiş biri olarak hatırlamak istemiyorum , hala etrafımda görmek istiyorum.neden kayboldunuz hep bi anda? ipod a mp3e dayanamadık global olarak.her ne kadar havalı reklamları dönse de hiç bi mp3 çalar boombox yerini tutamaz. Boombox Pictures, Images and Photos
boombox omzunda , duvara dayanmış , tek bacak dizden kıvrık duvara yaslanmış , etrafına kısık kısık bakan, asker traşlı adam .benimle evlenir misin? ( kısa saç fetişi olan insan*)

bu da geçmişe atıf kısmı :

Kızılay'dan hiç hazzetmiyorum ; madem öyle ne demeye Ankara'daki tek buluşma merkezi orasıymış gibi tintin gidiyorum? -Çööönköööö merkeeziiiiiii ! Yok ya?! Anlamıyorum herkesin 45dk-1saat lik yol teperek geldiği bir yer nasıl merkezi olabilir ki?Ortada olması fizik kurallarınca merkez olduğunu gösterebilir (b.k ortada!) ama arkadaş otobüste dolmuşta birer yaş atarak ulaşılan bi yere merkezi denmez.Uzak denir.Kızılay uzaktır , programımıza hacettepe,bilkent ve odtüden katılan arkadaşlar var , onları tenzih ederim , ben de bilirim kampüsümden kızılaya on onbeş dakkada gitmeyi.(tamam kampüste uzak yola)(ya tamam olabilir)(iyi de..)(ama öy...)(a...)( ! )

Tamam hadi takarsın kulaklığı kulağına , elinde bişey varsa onunla ilgilenirsin , konuşacak biri vardır ; yol o kadar da batmadı diyelim.Olası noktalar vardır , gidersin Dost'un önüne –çünkü dostta buluşmak allahın emri ;

(bıızzzt burda araya gireceğim , follow me ..

Dost'un önünde takılan güruh:
1.Emo (ağustos güneşinde o saçla gezersen suratın yarısı amele yanığı olur , ying yang gibi gezersin , tipe bak , tövbe tövbe)
2.Rapperımsı (giyim tarzına laf etmem belki pantolonunun ağı ayak bileklerinde , belki kafana taktığın her ne ise olmamış , ama rica edicem bana west side kokan yürüyüşünle , zenci selamlamalarıyla klip çekme.Olmuyor güzelim , git tunalıdaki bankanın önüne run dmc klibi çekiyolar orda , oturduk izledik , git feyz al ,rezil seni.)
3.Rockerımsı (oluyo mu yani donuna kadar siyah giyince , çok sert bakıyosun , ağustos güneşinde kışlık postal giyiyosun , anladım çok asisin tamam , ''kühhff kühhff ticari bekleme yapma!'')
4.Fucker (dağılın lan!) )

Dost'ta buluştun herkimleyse , nereye gidileceği biliniyorsa iş kolay , henüz karar verilemediyse o yol ortasında 15 saat düşünülür , napsak napsak diye.''üüff hadi'' deme görevi birine bahşedilmiştir , o 2,5dk da bir bunu tekrarlar.O kalabalığın ortasında dikilmek , etrafı iyice incelemek , bir nevi trans.

Yollar da bir bozuk ki sorma.Sor.Çünkü altyapı çalışması var , her yer delik deşik , yollar rezalet , yürümeyip fitness yapmak isteyenler için ideal halde.Gideceğin yere manyak gibi seke seke giderken bir yandan da gelen geçene dikkat etmen lazım çünkü hödüksporlar omuzla olsun göbekle olsun(evet amcanın göbeği benim kadardı) sana vuruvuruverirler, sen de o etkiye tepki olarak bir başkasına bindirirsin , böyle bi çarpışan arabalar kıvamında varırsın mekana.

Hayır güzel güzel oturup sohbet edilebilecek mekan-benim bildiğim kadarıyla-çok zor bulunur.Bi yere gidersin ses ve müzikten kendini duyamazsın , bi yere gidersin karanlıktan karşındakini seçemezsin , bi yerde sigara dumanı basmış , bi yeri b.k götürüyo olur , bişeyler alırsın ama onları tüketmek için üstüne para istersin , bakışlarıyla seni yiyenler olur , komple rahatsız olursunuz , tadınız huzurunuz kaçar , lan nereden geldik ya diye yakınırsınız...

amaa bunca şeye rağmen , ucuz diye mi bilmiyorum ama merkezi! olduğu için her seferinde kendini kızılayda bulursun.Yok güzelim yok , olacak gibi değil.

Herkes de fabrikasyon üretim , baştan aşşağı hemen herkes birbirinin aynı.Yapmayın bence iyice tadını kaçırdınız artık.

+beğenmiyosan gitme bi daha?
-gitmem,gidene de mani olmam.

ve bunca lafın üzerine hafta içi yine kızılayda olurum , lost adası gibi , cause I am, whatever you say I am , gakguk , hoşçakal !

not: tükürdüğümün blog sayfası kalın,italik,altı çizili şeklindeki vurgularımı sıfırlamış , ruhsuz bir yazı.hayret bişey.

a-aa aynı ben

(Normal yollardan bloguma erişemiyorum.Nedenini bilmiyorum ama bu benim sinirimi bozmaya başladı ,bir kayıt girmeyi bıraktım , profilime bile bakamıyorum.-dum yani.vtunnel'la sıvıştım ben de , akıllı ol blogger , aklını alırım!)

öhm.evet.el değmiş ,okunmuş bir yazımı yazacağım bugün çünkü asabım bozuk.Ama birazını yeni ekledim.Oku oku kapatma hemen sayfayı.

Şahsen sakız seven bir insanım.Ama dışarda,toplum içinde değil , böyle evde olsun , evde olabilir , ya da evde , sakız çiğniyorum ben.Ama mütemadiyen çiğniyorum.Yemeklerden sonra da alışkanlık haline getirdim.Neden sakız.Çünkü ben bu sakızı yutuyorum çoğu zaman ama bazı bazı böyle topak halinde monitörün önüne bırakıveriyorum , naçizane. O orada duruyor. Yanına bazen yenileri geliyor ama o orada hala bekliyor.Biliyor ki ben onu alacağım , ondan bekliyor. Bunlar klan oluyorlar aralarında , bayaa böyle renkleri de farklı (ırkçı bir kabile belli ki) ayrılıyorlar , yerleşik yaşama geçip dere kenarına iniyorlar falan.Sonra...savaş falan çıkmıyor , annem sinirlenip hepsini atıyor.

Halbuki atmasa..Elbette ki bir şeye yarar onlar.Çünkü böyle bir sapıklığım da vardır.Farklı bir şey olması mühim değil.Bir ŞEY keşfedersem , illa ki saklarım odada , atmam , çöp eve döner , yine de atmam.Belki lazım olur diye.Ha sakız ne işe yarar?Belki yaramaz , ama yine benim öyle bir sapıklığım var , sakızla oynarım.Çekiştiririm , uzatırım , örümcek ağı gibi yaparım birleştiririm...(hayır tekrar ağzıma atmıyorum yuh) Küçükken fabercastell in gri silgihamur u vardı hatırladın mı?Gerçi hala var ama.Böyle silgi niyetine satılır ama oynarsın hamurdur o.Onu biri alır sınıfta , yüzbin kere el değiştirir mesela.Onun da sapığıyımdı ben.Ama sakızı eliyle uzatan insan bi başka tabii..

Bir de bizim zamanımızda kurşun kalem vardı.Çünkü biz artık görece kopuk bi yılda olduğumuz için , her türk gencinin elinde birer rotring , birer faber grip olduğunu düşünüyorum ben.Bu kurşun kalemlerin arkası silgili olanları var idi ya.Onları kemirmeyen insan var mıdır merak ediyorum.O oraya o amaçla konulmuş çünkü , boş kalınca o kalem arkası dişlerin arasında öğütülür.Ha , arsız bir öğrenci olan ben öğüttüğüm silgi partiküllerini arkadaşlarımın kafasına yüzüne gözüne ''ftıp ! ftıp!'' diye saydırırdım.Bu da şarttır tabii ki.

Şunu da söylemeden geçemem , rotringlerin bir süre sonra , bi parçası mı kayboluyordu ne oluyorduysa , bir basıyorsun 10 metre uç çıkarıyor.Böyle tekrar basılı tutup içeri itiyorsun ucu falan.Tadı kalmıyor insanın.Halbuki kurşun kalem öyl...

Kurşun kalem kullandığımız dönemlerde bi kırmızı kalem tabir edilen kalem vardı.''Kırmızıyla mı örtmenim?'' diye sorardık başlık atarken.İşte sır vereyim o kırmızı (ama aslında pembe yazardı onlar) kalemler o yaşta kızların ki 11 12 falan , makyaj malzemesiydi.O kalemi tükürükle ıslatınca , deli gibi renk verirdi , kızlar da onu dudaklarına yanaklarına sürerlerdi.Salak mısınız kızım çıkmıyo ki o!-bunu yapan kızların bir de kiraz vişne görünce kulaklarına takmaları var ki , bu bir yaşam tarzı bence.O meyveler hiç istisnasız kulağa gidecek!

Bu önemli detaydan sonra dönemin en güzel insanları yetişti ki bunlar bilimum meyvesuyu kutusunu patlatan insanlardı -90lardaki caprisun reklamına özenip önce hüplet sonra gümlet idolünü yaşatır bunlar- Capri-sun hala varmıdır ki?Ya da o güzel insandan?Hüpletip gümletsek falan.Hoş mu o cipslerin içinden çıkan dövmeler?Bir şişirip patlatma tadını verebilir mi sorarım.

--buradan sonrası brand new--

Aslına bakarsanız ''capri-sun kutusunu patlatan çocuk vs. cipsten çıkan dövmeyi kendine döven çocuk'' gibi bir müsabaka olsa , 90's fetişimden dolayı , kutuyu patlatan çocuk alır gibime geliyor.Bu bir jenerasyon meselesi sonuçta.Çünkü o çocuk aynı zamanda cipsin içinden çıkan tasolarla da diğerine on basar.Sabahın erken saatinde kalkıp tsubasa izlemeyen,he-man'in gerçek adını bilmeyen,iskeletora senelerce ''hehueheuhe sikeletör hühehehehe'' diye salyalı salyalı gülmeyen çocuk bizden değildir.Biz olduk çünkü hemen.Neyse doksanları başka bir kayda bırakalım.

Ama bu iki çocuğu birleştiren yegane ortak nokta da şudur: yediği meyvenin çekirdeğini biyere ekip hasat etmek isteyen ebeveyn.Bu nereden çıktı , şuradan çıktı.Az önce elinde kayısılarla , eriklerle yanıma gelen anneciğimin, avcunda çekirdekler ,''bunları bir yere eksek ya'' derken gözlerinin içi parlıyordu.Nitekim bunu yapmayan anneler için geliyor:' hıdırellez için bu parayı değil çocuğumu gömerim toprağa ' annesi,ninesi.Nasıl?Bence çok realistik bir çalışma oldu.Çünkü hala var bu , hıdırellez oldu muydu , gül fidelerinin falan dibine bi bakın.Onları doğal ortamında inceleyin.Ha derseniz ki ,''ne çekirdek ne de para gömmez bizim ebeveynimiz.Öyle de moderniz biz.'' Bana modern aile tablosu çizme sakın. Biliyorum ki annenin yaptığı içle , pideciye gidip , ''abi!ehe,bunlardan pide yapıcakmıssın 12 tane'' Sanıyorum adam da sana buradan 10 tane çıkar demiştir ve eve gidince eksik olduğu için anne bıdırdanmıştır.Bu olmuştur bence.Çünkü bu da olmadıysa , türk kültüründen başka mozaikler sunmak isterim.

O değil de ; aspavanın türkiyenin kfc si olması.kebap 49 da cabası.Var değil mi böyle bişey.Var bence.

Hati görüşürüz!

salaklıklar #1

Meydan Larousse katkılarıyla , herkesin bildiği ama yanlış bildiği gereksiz bilgiler.Bu büyük araştırma dizisinde katkısı bulunan doğancıoğluna sevgilerimi gönderirim.hiyırvigo.


1-çay harareti alır.

almaz.senin aklın alır mı böyle bişeyi.oluru var mı bunun.450 derece sıcak var , göz bebeklerine kadar terliyorsun , önüne gelen bir okadar sıcak çay , içini serinletiyor. bu mudur hakikaten?ı ıh.

2-yalın ayak gezme , betona oturma çocuğun olmaz.

bu konuda pek tecrübem olmadığından yorum yapamıyorum ama bunları yaparsanız ishale kadar yolu var onu biliyorum.


3-kahve içme,kararırsın.

kar beyazıyım.hı hı evet.

4-sınava son gün çalışılmaz.

let me tell you something..çok nadir çalışmışımdır haftalar, günler öncesinden sınavlara.geri kalan zamanlarda hep son gün , sınavdan önceki ilk 6-8 saat çalışmaya müsait olur ki genelde uykusuz kalırım. ha ben burda kimseyi de efendim teşvik etmiş olmayayım , bunu yapmayın , bünyem kaldırıyor ve yapıyorum , aslında kaldırmıyor , ölüyorum , da işte öyle yapmayın (erişkinlere yönelik içerik) gel gelelim çok başarılı olduğum zamanlar da ender olmuştur , zayıf değil ama ortanca bir çocuk gibi mülayim notlar almışımdır.

5-elini sallasan ellisi.

teoride mi , pratikte mi ? (pardon bakar mısınız bu çalışmıyo?)

6-

..weirdo.. :
*gece balkondan sarkma,şeytan çeker.
*tüylerim diken diken :D
Ebruhu :
*sizin evin altı cehennem mi teyze :M
*teyzeee alttan ısıtmalı sistem mi kullanıyonuz teyzeee:M
..weirdo.. :
*:D:D
Ebruhu :
*:D
*ateş sıçrar da yangın olur allah muhafaza lan
..weirdo.. :
*klşklşklş (hayvani gülme smileyi)

7-gece tırnak kesilmez,ıslık çalınmaz.

hadi tamam bunlar küçük bedenleri ıslah etme projesi olabilir , yok işte tırnak kesersin ışık yetersiz olur bi yere fırlar , birinin çayının içine hoplar , yok işte bi yerini kesersin falan bunlar düşünülmüş olabilir ; ama cin gelir , şeytan yoklar gibi...yaaaaa bırak!ıslık da yasak.ohoo.ıslık çalmanın bi mantığı da yok zaten.
(hocam peki zina yapabiliyo muyuz?)

8-hediyenin büyüğü küçüğü olmaz,düşünmen yeter.

olur.neden mi.çünkü evrende çeşitli büyüklük kavramları var , hacim vs. (-ironi yapma lan! -tamam) şimdiii , küçükkene yılbaşından sınıfta çekilen kuralarda,, ya da doğumgünlerinde en uzak bi arkadaştan gelen hediyelerde , görülmüştür ki , istisnasız bir itinasızlık vardır.son vakte bırakılmış , ya da aradan çıkarılmış olabilir. para harcamadan üstüne para alarak alınmış olabilir nitekim evden de getirilmiş,kullanılmış olabilir. (saçından toka çıkarıp getirmiş , üzerinde saç ya!)

9-ooluuum üniversitede kızlar teklif ediyomuş.

(ottü elektrik elektronik bölümünde 6 erkeğe 0,23 gr kız düşüyor) >>bu müthiş istatistiği bir kenara bırakırsak , efendim böyle bişeyin oluru yok.olsa bilirim.yok.varsa da hayırlı işler ne diyeyim daha da.

10-kulağa hoş gelen her türlü müziği dinliyorum.

bu kadar da kendini beğenmiş , ''siz ayrımcısınız olum , ben dünya barışından yanayım her şeyi dinlerim''ci , bu kadar esnek bi insan ola...bilir.olur ki bu , neden tepki görür bilmiyorum.afferin lan sana , arkandayım koçum , dinle her şeyi , tupac dinle , pinkfloyd dinle , killahakan dinle , beyonce dinle , karıştır. (abartma ama tamam)

11-ben dedikten sonra ne anlamı var ki!!

biz , size varlıklara manalar yükleyesiniz diye onları yarattık ! ... ( çok münasebetsizim)

12-güneş giren eve doktor girmez.

(bizim evin iki cephesi güneş alıyor mesela , ama zaten şu devirde eve doktor gelmiyor ,siz evce doktora gidiyorsunuz.atalarımız da yanılabilir.)

13-üzgün kadınların kuaföre gitmek zorunda olmaları...

burası türkiye arkadaşım , sex and the city havası yok burda , asimile kurbanı olmayın , bi dağınık maşa ne kadar biliyo musun sen!?

---------------------------birinci bölümün sonu--------------------------------
eğer sizlerde görüşlerinizin yazı dizimizde yer almasını istiyorsanız , mail yoluyla bize ulaşın , fikirlerinizi yayınlayalım.vaktiniz varsa birer çay içelim harareti alır.

Arkadaş , internet çağındayız.Ortalık 3G'den kırılıyor.Ttnetçiler,Kablonetçiler,Quiknetçiler heryerde.Ama ben anlayamıyorum oyun esnasında bu lag neden?!Terbiyesizlik değil midir bu.Tam havaya girmişsin , adamı kesmeye ramak kalmış.Baltayı kaldırdığın gibi öyle kalıyor , ne o ,lag var.Bütün tadım kaçtı.

.ping , ve 785 ms , olamaz böyle bir şey , bu ne demek biliyor musun , bu dünya üzerindeki herşeyden yavaş demek.Bu olmasa , mesela bu ülkenin her evladı fiberhızdainternet kullansa mesela dakikada film indirsek vs. nasıl bir oyun olur bak bi , off nasıl olur hem de.

Onu da geçtim , oyunu zorlaştıran yegane unsurlar sadece yavaşlıkla alakalı değil.Bir diğer etken -ki burada etiketlerimiz devreye girecek- menejer kod adlı şahsın hal ve tavırlarıdır.Efendim ks nedir , killstealdir , bu etikdeğil ne demektir , bunu yapma demektir.Yani neymiş ks yapMayacakmışız.Yani ben stun attığımda son vuruşu sana hediye etmezsem vurma , tam son vuruşu yapacakken hookla çekme! gibi..ama gelgelelim hepsi de çocuğum gibi.

ÜÇ! Hamachi ! allah belasını versin. ben bu kadar aşşağılık bir program daha görmedim tanımadım. Bu ne ya böyle. Bi tane apaçiyle oyuna girelim dedik , saat kaçtı artık o kadar flu ki hatırlayamıyorum , böyle hevesle kurucaz , giricez falan , lakin ağ hazır , bağlantı kuruldu , kurulan oyun yok ortada . Böyle salak bi sorun yüzünden iki buçuk(rakamla 2,5) saat uğraşmışız. En son küfür ediyoduk , bi kendimize gelemedik dağıldık falan.Neyse du bakalım.

Titreme geldi ha , gidiyorum şimdi.

(bizimkilerdeki horozlu katil vefat etmiş , kendisine bayılırdım ; çok ama çok üzüldüm , ruhu şad olsun.)

Ay lav Gökmen Özdenak

Sayın il milli eğitim müdürümüz , değerli öğretmenlerim ve sevgili arkadaşl....

Geçenlerde Fatih Altaylı köşesinde havalar bu kadar kavurucuyken ligi başlatmanın (turkcellsuperlig)(bkz.hiiiiç bitmeeesin dııınnnn) ne kadar saçma olduğundan bahsetti.Galatasaray'ın hele ki ülkenin en sıcak yerine gitmesini -gaziantep- ne tür bi mantık olduğunu falan anlatıp yetkilileri gaza getirmek suretiyle dedi ki ''ben olsam gitmem''.Sayın Polat'a böyle bi gönderme yaptı,takımın moralini düşürdü..gibi.fikistüre bakınca da görüyoruz ki haksızlığın allahı yapılmış.Nitekim perşembe günkü 6-0 hepimizin yüzünü güldürdü.O sırada aile büyükleriyle balkonda yemek yiyen ben artık o coşkuyla mı yanlışlıkla mı bilmem bir adet çeyizlik (ki annelerin böyle özel misafirler için çıkardığı porselenleri çeyizlikleri vardır) çatalı fırlatmak suretiyle aşağı düşürmüş bulundum.Evet itiraf ediyorum , on gol gelse , evdeki o hava değişmezdi.

Gel gelelim yeni formalara.Pü allah belasını versin bunu tasarlayanın.Bir de yazmışlar , mor-afedersin gay moru- formalar stok tüketti , tribünler şenlendi.Dalga geçmeyin değerli basın mensupları,ayıp ayıp.Konşu blogda (previously on daçe) Ankaraspor un en şanslı olarak formasını gördük.İşte kimisi Inter gibi kimisi de tinkivinki gibi ...

(Bu Elano olayından sonra ''Haldun Üstünel'le kız istemeye gitsek Adriana Lima'yı bile alırız'' söylemi ise parlak türk zekasıdır , perde-as teknolojisini yaratan soydaşımız gibidir.Takdire şayandır.)

Hamit Altıntop'u özlemişim onu farkettim.Geçenlerde Ata Demirer'in ntvspordaki program görüntülerini izledim yutubdan.Almancı kardeşleri taklidi falan muazzam.izlemeyen izlesin yukarda var bak.ata demirer ntvspor çok komik:D yazınca çıkıyo.

Nba summer league i ise hiiç izlemedim.sıkıcı.Lakin Nisan-Mayıs gibi başlayacak play-off lar için sabırsızlanmaktayımdır.Boston'un programına baktım da eşleşmeler de kimi kimi kolpa olmuş.Yine de terli çekişmeler gümbür gümbür geliyor gibi.Sonuçta draft '09 dan sonra değişen kadrolar , önemli hamleler biraz da merak oluşturmaya başladı.Shaq , Cavs'da neler yapacak ,Lebron'la nasıl anlaşacak mesela.Lebron kadar benmerkezci hayvanevladı bi oyuncu yok çünkü.Kobe , o kadar başarıyı bir mütevazilikle karşılarken mvpliği Shaq'la paylaşmıştı mesela.Bilmiyorum Müjgan,bilmiyorum...

Hidayet tee Kanada'ya Toronto'ya geciş yaptı.Maçlara 3G'yle katılır bence.Hatta katılsın , böyle bi reklam yapılsın , Hidayet'i sanal mekanizmaya bağlasınlar oturduğu yerden blok yapsın falan.-sus , sus saçmalama.

Böyle sporla girdim ama tipik spor programları gibi yerel kano takımımızı falan da burda ifşa etmeyeceğim.Yok daha neler.

(Kapak konusu tadında başlıktan: I love NY diye tshirtler var ya , onların böyle Gökmen hocalı olanları varsa alalım , yoksa bastıralım.)

Ha,bu arada.diğer yazıyla ilgili bi önizleme olsun:

Arkadaş , internet çağındayız.Ortalık 3G'den kırılıyor.Tt netçiler,Kablonetçiler,Quiknetçiler heryerde.Ama ben anlayamıyorum oyun esnasında bu lag neden?!Terbiyesizlik değil midir bu.Tam havaya girmişsin , adamı kesmeye ramak kalmış.Baltayı kaldırdığın gibi öyle kalıyor , ne o ,lag var.Bütün tadım kaçtı. (...) Devamı sonrakine.Auf Wiedersehn!

açılım

Kışın soğuktan yanakları kıpkırmızı olan insanlar vardır.O ayazı yedi mi yanaklar burun ucu palyaço gibi olur,kendimden biliyorum.Lakin yaz kış ayırt etmeyen bazı bünyeler var ki bunların yanakları her daim tokat yemiş gibi al aldır.Bu insan formu genellikle çok açık tenlidir , böyle normal hayatında bile elmacık kemiklerinin altında vurmuşsun da iz kalmış gibi bi görünüm olur.Azıcık tonton da olur kimisi.Bir de bu insan azıcık enerji harcasın,bi koşsun bi terlesin o yanaklar bir gün sönmez,öyle de bi garip.Ama işte,çok güzel muhabbeti vardır bence , gevrek gevrek güler.Çünkü bazı insan öyle güzel güler ki , sen de onun gülmesine gülersin(benim bi arkadaş ...) Ayrıca çok da içtendir , içi neyse dışı da odur , bence öyledir.Güzel insandır yanakları her daim al al olan insan.

Penguen aldım,geldim. Her hafta eve yürürken kifkif güldüren kapaklardan var yine. Alpay yok yine.Bir de tespit dikkatimi çekti ki senelerdir yakındığım bi mesele.'Neden istanbuldan ayrılan ünlüler Bodrum tarzı Ege Akdeniz ilçelerine yerleşirler de Bilecik , Zonguldak'a falan gitmezler' demiş.Ben de haykırıyorum yine ; yahu tatil demek güney sahilleri mi , ege kıyıları mı ? Ne bu , bi zorunluluk mu , ben Kumla'ya gittim dediğim zaman üzerine ısrarla 'peki tatile nereye gittin?'' demenin mantığı nedir? Hayır efendim , tatilde ruh dinlenir , Ordu'da da dinlenir , Ankara'da da ite kaka dinlendiriyoruz ne var.Kendimi bildim bileli Marmara suyuyla tatil yapıyorum ben (su çok güzel gelsene) Ülkede dört denize erişim imkanı var da sadece ikisinin suyu mu tatil suyu..Cık.

Uyku düzeni olan insana özenirim.Bu düzeni küçüklüğünden alışıp,uygulayan insan var.Nasıl insansın sen?Tebrik ediyorum.En geç 23:00 de yatar , sabah dinç kalkar falan.Tamam hadi bu kadar sıkı olmaya da gerek yok , bi saatte yatıp belirli bi saatte kalkabilen insan da takdire şayandır.Artık yazın sıcağından uyunmaz hale geldiğimiz şu günlerde bizzat gecemi gündüzüme kaydırdım , sabah 10:00 da uyudum , uyandığım saati bilmiyorum bile.Gece ayakta olmak daha güzel , heryer sessiz , oyun oynarken ne güneş yansıması , ne sıcağı , ne ''yemek hazııııır!'' ı falan.Dertsiz tasasız.Ha tabii normal insan gününe geçicez mevsim değişirken , nasıl geçicez bilmem.

Seinfeld'i baştan sararken bir yandan da Curb Your Enthusiasm isminde , izlemiş olan varsa çekimleri Arrested Development ' a benzeyen ; bir Larry David harikası. (Seinfeld'in Jerry ile beraber yapımcısı) Absürd komediye tutkun olduğumdan beğendim , çoğu mutlu olmadı , meh meh , komik değil falan dediler ama ben severim arkadaş , değişik bi mizah anlayışım var.Tavsiye de ederim.

Salı günü finale girip bu yaz okulu meselesini de kapatıyorum.Bunu da bilin istedim.Bence çok önemli bi açılım.
Şablonu da değiştiricem , tepki aldım.Hati!

gece gece cinlenmek

Bilmiyorum tek sapığı ben miyim ; ama bence büyük bi kitle bu Samanyolu ve Kanal 7'deki nevrotik tv filmlerinin adeta aşığıdır , büyük iddiamdır.
Çok televizyon izleyen bi insan olmadığım gibi sadece göz gezdirmek için bir baktığımda saatlerce zap yaparken bulabilirim kendimi.Nitekim , sözü geçen kanallarda akşam,gece yarısı ve şimdi olduğu gibi sabaha karşı bir tv filmleri oluyor.Adamın aklını alır ha.Öyle böyle değil.
Böyle kimi kimi tanıdık tiyatrocular falan oluyor , bazen de aşırı kolpa oyuncular ; öyle öyle akıyo gidiyo film , zaten bence senaryoyu da böyle toplanıp akıllarına ne geliyosa yazıyolar , klişe mi değil mi önemli değil. Mesela Gerçek Kesit'i bilmeyen yoktur , arkadaş şimdi onun üzerine neler yazılır da, bu senaryolarını falan böyle yönetmen umursamıyormuş , bunlar bi taslak üzerine spontane bi kurgu canlandırıyolarmış , o sarı bıyık abiyi ben kendimi bildim bileli tanırım , böyle uzaktan bi akrabam gibidir bi dayı gibidir ne biliyim , onu bunu öldürse de bence iyi bi adam o.
Neyse işte senaryo olayı benzer.Bi tane imandan artık suratları falan domestos kıvamına gelmiş nur yüzlüler , erkekleri tektip , kadınları kapalı-illaki- bebeleri de anaları gibi uzun etek , bilmem ne.Bi de kötü taraf var , izlerken boğasın gelir öyle böyle değil , çocuk varsa döver bunlar , yaşlı maşlı demeden 70 yaşında insanları yakapaça sümsükler falan , lanet olsun dostum!hey! neyse öyle işte. Bunlar benim imanım seni döver benim hırsım da seni döver yarışındayken , yukardan bahisler oynanıyo falan , nitekim iyiler hep kazanıyo , öyle ya da böyle bişey oluyo.allah kahretsin hala etkisindeyim cümle kuramıyorum doğru dürüst.
Yani diyorum ki , madem bu kadar kötü , kalitesiz , ne olacağı belli bişey bu , nebokyemeye bitmeden kanal geçemiyorum , sonunu öğrenmeden kapatamıyorum!
Aynı şey bu eski türk filmlerinde de oluyor.Mercan Kolye vardı belki hatırlarsınız , Can ile Canan adında iki kardeş , anneleri ölür babaları cadaloz bi hatunla evlenir- ki bu Nurseli İdiz- sonra çocuklara baba yokken kötü davranır savsaklar tehdit eder baba varken canım cicim ayağına yatar , adam çocuklara değil kadına inanır falan...Ağlak ağlak bişey işte sonra her şey yoluna giriyo da ben sonunu bildiğim halde 4578. kere izliyorum bunu.Space Jam de de oluyo aynısı , ya da ne biliyim Çılgın Marslılar'da da...Desen ki Independence Day i bir daha izle , izlemem.Garip.
Ama işte bu Fetullah Gülenin kanallarında bişey var(inanmıyorum ama bi güç var:D) İzletiyor deli gibi.
Namaza başlıyorum kitap setlerinin reklamları , Armina Eşarp ara reklamları , yeşil yaz 7841 e gönder imanın şartları cebine gelsin falan altta belirir ikide bir. Saçmalamayın lan!
Offff , neyse Cemile teyze kurtuldu ya Allah(c.c) den daha ne isterim! (Yooooooooooooooo....)

Bu rehberde sizlere uykuyu mundar eden faktörlerden bi kuple sunacağım , öhhm :

*Max. sesle çalışan Analog Saat : Dijital saati , ısrarla reddeden bir bünyenin odasında rastlayabileceğimiz temel bileşendir bu.Akrebi yelkovanını kovalar , gündüzün x hızdaysa , yastığa başını koyduğun vakit hızı 1/x daha artırır ; böyle sistematik , ritmik deli bi ses dalgası yayılır odaya , sırf sen uyuyama diye ''tık! tık! tık!'' beynine çivi çakılıyormuş gibi.Tam uykuya dalacakken bu sese kulak vermek kötüdür.Zaten asıl çıldırtan bir kere kulak astın mı bir daha başka bir şeye yoğunlaşsan da o sesi duyacaksındır.Öyle bi lanet sestir o.Kalkıp pilini çıkarsan , odadan dışarı atsan , bozsan o ara uyku kaçar gider daha da gelmez.(Piyasada sessiz saat diye kandırıp satıyolar , saniye çıbığı akıp gidiyo kum saati gibi ama ondan da ses duymak mümkün.)
Televizyonu ninni sayıp beraberinde uyuyabilen , sinemada uyuyakalabilen , bilimum tekerlekli araçlar içinde uykuya dalabilen bir insanı , bu zıkkım ses nasıl çıldırtır , bu nasıl bi güç ki , ne ki bu?!

*Cama,balkona,karşı binanın çatısına tüneyen Kuş Güruhu : Özellikle sabahın köründe belirtilen noktalarda sözleşmiş gibi buluşup hep bir ağızdan öten bu kanatlılar , sabaha doğru yatmış , topu topu 2-3 saattir uykuda olan kişinin korkulu rüyası değil bizzat rüya böleni , sıçanı falandır.Güvercinse ''guuğğğğğuuvvv guuuvvvv!!'' gibi guruldanmalarla , serçeyse ''cikcikcik!'' ötücü başka bişeyse ''cakcakcak!'' , KARGAysa bildiğin pişkin kahkahalarla sabahlara renk katar.Bu kendini bilmezler seni uyandırana kadar konser verir , sen uyanıp bunların kafasına kola kapağı falan atacakken konser sona erer , sen de çok mutlu(!) uyanırsın.

*Apartmandaki Tadilat , Yoldaki Çalışma , Nakliyeci Ameleler : Şimdiii , akıl var mantık var , normal insanlar sabah saat 8gibi 9gibi uyanıyorlardır herhalde , böyle düşünürsek , böyle işler için o saatte işbaşı yapmanın kime ne yararı var be! Ne deliyosun o duvarı hasta ruhlu herif saat daha 9 değil , tavanı başıma yıktın haberin yok! Öğle vaktinden önce bu tip tadilatlar yasaklansın istirham ederim , bu nasıl bir beladır böyle? O uykudan suratı asık ağzında kiloyla küfür uyanmak çok mu iyi oluyo sanki.Nitekim , yoldaki asfalt çalışmaları , doğalgaz kazıları abik gubik işler...Şunları vakitsiz yapan belediye işçileri.Abicim , asılmasana o alete satisfaction klibi çekmiyoruz mahallece , sen asfaltı deliyosun sadece , biz de sana küfür ediyoruz, pek de gaza gelecek bi durum değil.((E hadi asfaltı falan döküyosun , metro inşaatına başlıyosun falan , onları yarım bırakmasana , bitir git , onu yapamıyo musun , bitmeyen tadilat,tamirat,inşaat doldurdunuz lan şehri , allah cezanı versin büyükşehir belediyesi.)) Bir de olmazsa olmaz hamal abiler amcalar var ki başlarım abisine amcasına ha.Höthöt oraya buraya çarpa çarpa bi ton ses çıkardıkları yetmediği gibi , bir de o apartman boşluğu ( Umut Sarıkaya'nın bahsettiği o serin apartman boşluğu)nda ''İbraaaam yardıma gel laaa!'' , '' Halim ağabeeeyy buzdolabı dönmüyor merdivenden!'' , '' Şükrüüüüeeee bitti mi laaağğğnn?!'' gibi gökdelen olsa ayağa kaldırabilecek ses gürültüsünü oluşturmaları , ve akabinde melekler gibi uyuyan insanı cinlendirmeleri.Az yavaş lan!

*Onunbununçucuğu SivriSİNEK : rraaaaiiiiiiddddd!!! Yok yaa! Böyle bir bela yok işte , yok , asıl çılgınlık budur.Sivrisi bilmem nesi farklı ama genel olarak sinek tabir ettiğimiz , pislikten doğan kanadından çıkan sesle (ki bu ses 'vız!' dır) , peygamber sabrını deler geçer yemin ederim.Uykudan uyandırılmak ne denli sinir bozucu olsa da , güzellikle uyanmak bir nebze kurtarır durumu.Sinek vızıltısı böyle değil.İnsanı sinir krzine sokabilitesi vardır.Öncebi gelir bi yoklar ne var ne yok diye,gitti sanar uyumaya devam edersin , sonra kulağının 10 cm menzilinde bi kaç tur daha atar bu haysiyetsiz , böyle vıızzvızzzvızzz kulağı kamaştırır,kaşındırır pislik hay allah belasını versin ya! Elinle,yastıkla falan kovuştursan da o yine gelir , ölmeyen sinektir bir de , kryptondan gelmedir.Bir de sivriyse kendileri , kan grubunu ayırt ettiğini düşünmüyorum , bayaa böyle ölüm orucundan çıkmış gibi saldırır kol bacak g.t göbek sokulmadık yer bırakmaz hayvan evladı , kaşındırır , o çıkardığı sese bir de ölesiye kaşıntı ekler , combo yapar finish him e getiriiiir uyandırır seni (surattan sokarsa brutality , koldan bacaktansa fatality , ağlatırsa bability) Ama uyanırsın.Sonrası malum...

*Israrla çalan , titreyen Telefon : Uyanmaya daha hevesi yokken bir insanı rahatsız edebilecek yine en pislik yol yordamdır bu.Telefon genelde bi yere bırakılır oda içinde ama bağımlılar vardır sevgilisi olanlar kucağında uyutur telefonu ki aşkı arayınca höyt diye salisesinde telefonu açabilsin hastamıdırnedir.Neyse bu telefon sesi açıksa sanki 1590+1 surround sistemden çalıyor gibi çalar , titreşimdeyse matkap gibi ses çıkarır yüzeyde.Ama çalar çalar çalar çalar...Susmaz bir türlü.Başta dersin ki açmayınca susar.Değil işte, olur mu , karşıdaki o kadar çıldırmıştır ki sesini duymak için açmasan da arar , o ararken duyduğu biiip sesi tatmin ediyor sanki it! Titreşimdeki telefon masadan falan düşer bir de titreye titreye o telefon kapanır ya da çalmaya devam eder. Neyse seni uyandırmayı başarır , sinirlice açarsın ki genelde alo falan denmez ''ne?!!!'' kullanılabilir , ''hıııııı?''' vardır tepkili tepkili , ya da açılıp beklenir , madem aradı o kadar beni yormasın konuşmaya başlasın gibi...Büyük olasılıkla bağırarak kapatır telefonu uykusuz kişi.Haklıdır.Arkadaş bir kere ararsın , baktın açılmıyor , o sonra görüp seni arar , ne bu delirmenin sebebi ne! Mesaj atarsın beni ara diye , zor mu bu.Bir de trip atarsın, kusura bakma amabi s.ktirgit.

*Münasebetsiz Komşu,Arkadaş,Eş Dost : Uyuduğun önemli değildir ki uyuyorsan saygı beklediğin de pek mühim değildir bunlar için.Kapıyı çalmadan dangır dungur içeri dalabilir , yatağı sallayabilir , böğrüne atlayabilir , kulağının dibinde kaaaalk diye bağırabilir , ordan burdan dürtebilir , heeer şeyi yapabilir. Dönersin yorganı çekersin yastığın altına girersin yumruk savurusun falan fayda etmez.Seve seve kalkacaksındır.Daha ileri lvl münasebetsizler akılları sıra şaka bile yaparlar , sözlü şaka da olabilir bu , ''deprem oluyo , yangın çıktı'' gibi yahut , suratına su falan dökebilir.Şerrrefsizevladı.İnsan ol insan! Samimiyet de bi yere kadar.Ayıp lan.(Yüksek sesle gülen,konuşan misafirler , siz de bu gruba dahilsiniz!!Yehu!!)

Çıldırmamak elde değil üstad , sen ne diyorsun?

i - rising!

Uuuupuzun bir süredir yazmadığımı farkettim , tadını kaçırmışım.Yaz okulu zıkkımından dolayı pek vakit ayıramasam da , artık son demlerine geldiğim için , güzel de bi şablonla geri döneyim dedim.Baktım bakındım bayaa, kalpli çiçekli pıtırcıklı bi ton ıvır zıvır , dedim başlarım şablonuna templeytine , öyle işte.

Sıcak , çok sıcak. Yazın bi köründe kampüse ulaşması , fakülteye tırmanması daha beter. Bir kaç haftaya sona erecek olsa da , yaz okulu zıkkımı yaz tatili denen şeyi kendine denk gördüğünden , eli kolu bağlattı , kaldık mı Ankara'nın kuru sıcağında , tatile gidebilenlere sesleniyorum , öyle feysbirikte tatil anılarınızı resimlerinizi paylaşmayın , telefonla arayıp ''bak sana sahil havası gönderiyorum'' diyip ahizeye üflemeyin , efendi olun ,adamın asabını bozmayın .

Sabahın belli saatlerinde belli ego duraklarında belli amcalar teyzeler oluyor , böyle hepsi birbirini tanıyor yahut 3 salisede kanka oluyorlar , bu kesim sabahın köründe durakta buluşup briç , konken falan oynamaya gidecek gibi sözleşmişe benziyor , aynı otobüse bindiğin amcalarla teyzelerle kanka olup inebiliyosun otobüsten o güzel , sabah serinliği herkes sakin.Ama bu güruh , kimi öğle vakitlerinde otobüsün bazı bölümlerine kök salıyor , (ön ilk sıra , bir sonraki sıra karşılıklı dörtlü, ortadaki ayakta durma boşluğunun hemen ön sırası , ve daha önceki yazılarda da belirttiğm gibi kullansa da kullanmasa da ille de önüne oturacağı pencere kenarları).İşte öğle saatlerinde yerlerini alan Oldies Soccer Club defansif ve agresif bi strateji geliştirmiş olacak ki , kartımı basmış , oyunu şık bir ara pasla başlatmış olan bana bir kin güttükleri aşikardı.Orta sahada hızla ilerlerken sert bir manevrayla sarıyı görmüş bi amcadan sıyrılıyorum , bir ibrahim gibi -sabri sevmiyorum- saf ve temiz duygularla sol tarafta ilerliyorum ki o saatte sol taraf güneş almıyor.Ceza sahasına yaklaşmışken sinsice , cumhuriyetin ilksolbeki amca elindeki 'yunus'(reklam aldım) poşetini çalım niyetine koyuyor boş yere.Şaşırıyorum ortadan devam ediyorum , yandan şeker bi teyze bir pas atıyor -ki sonra bakıyoruz yılın asisti o- bobo kıvamında ortadan buluyorum golü , oturuyorum , velhasıl en arka ortada oturmak 4781 fahrenheit kadar bi ense sıcaklığı yaratıyor , sonrası yok , kenardayım , medikler sağolsun.

Şapka,gözlük,eşofman(alpay erdem nerdesin allahsız!),bilimum dedektif tipi giysi , spora çıkmışken kendini kızılayda heryer kapalıyken bulan bi insan düşün , anan baban olsa tanıyamazsın , öyle de giyinmiş.Dönüşte bu insanı- ki yorulup kafa cama yaslanmış gözükmüyo bişey- sen tanıyıp da nasıl ''AAAAA ebru naaaber yaaaa!!'' diye busted!! havası yaratabiliyosun lan! Gerilmişim zaten , bi de bana açıyosun ''şu şu vardı ilkokulda onunla görüşüyo musun'' diye , bırak git.

Sıcakta içilen çay da hararet falan almaz , saçmalama.

''DatteBayo kendine gelsin , Bleach artık filler episode lara bir son versin'' istiyorum. Şu sıkıcı günlerde kılıçları , kaptanları bi görelim bi hararetimizi alsın rica edeceğim.

Bir kaç şey daha rica edeceğim , şimdi güzel teyzelerim,ablalarım ve muhtelif bayan güruhu , lütfen ,yalvarıyorum , elinizde avon katoloğu tupperware broşürü üstüme üstüme geliyorsunuz , bak hiç hoş değil , cidden değil , ben sana yapsam güzel olur mu ; veyahut konur-karanfilde sol görüşlü bildiriler vs satan arkadaş , iyi mi oluyor öyle elin havada kalıyor , ikimiz de üzülüyoruz , arkamdan sen sövüyorsun , ben yolumda bir geriliyorum seni üzmeyeyim diye yolumu değiştiriyorum hep , hoş mu oluyor? , bak senin arkadaşın da yardıma muhtaç kişi kurumlar için bir şeyler ''veriyor'' satıyormuş gibi değil çünkü elime tutuşturuveriyor kitap ayracını , takvimi , onu bunu , alıp gidicem yoluma , para istiyor , e ama ... e ama tadını kaçırıyor resmen , madem bedava değil , ne tutuşturuyosun onu elime , manyak! , bir de duyarlılık ölçümü yapıyor bana , yürü git.

Gül satan bi amca da gelmiş ''alır mısın?'' diyor , kendime mi armağan edeyim ben onu, nedir senin derdin ,git güzel amcacığım bak çiftler üçlüler falan var , toplumda romantizme talep artmış , arzını kamuya yönelt , ben yemem enflasyon numarasını , ben çıkmışım dersten kafa olmuş konjonktür...

Sıcaktan işlemci intihar edecek , ekstra fan niyetine soğuk su almışsın çantada o hal değişimine uğramış , bunu da hissedemeden içmişsen ; kem gözlerden sakınıp sakladığın bi şeker bi ufak çikolata da o çantada belasını bulmuşsa ; gömlek , açık renk tshirt falan giyip , toplu taşıma araçlarında arkana yaslanmışken , kalktığında buruş buruş ve sırılsıklam olmuşsan ; ve sen de etrafındaki herkes tatile gitmiş , kendisi Ankara'ya tutkun bi başka insansan...Yalnız değilsin,holişitdemn!