öfkekus*

*sinirliyim.

*bugün françayzing sisteminin dibine vurmuş bi' mekanda oturmuş içeceğimi yudumlarken yanımdan annesiyle bir çocuk geçti.annesi ona büyük harflerle 'oyuncak için değil, değil mi toygar?' diyordu.sanırım yemeğin yanında verilen oyuncaklara bağımlı olan çocuk evden çıkarken ,sırf gidebilmek için,tembihlenmişti.'oyuncak için değil , değil mi' , ve çocuk iç çekti , yutkundu ve boğuk bi sesle ve kelimeler arasında kekeleyerek ''ta-tabiiki hayır , ben ar...tık oyuncak için , (hıhhhh) fazla büyüyüm ..mnmıhımmnnmn..'' gibi birşeyler geveledi.nasıl da belli sırf orada olabilmek için yalan söylediği.ve oyuncaksız çıktılar oradan.lanet kadın,tabii ki oyuncak için!kör müsün.

*burger king çayyolu şubesi çalışanının beyninden bir parça aldırmış olabileceğini tahmin ediyordum ama bi maymunun beyninden aldırıp boş kafatasına koydurduğunu bilmiyordum.düpedüz gerizekalıymışsın sen çalışan.vallahi bak.dütdüt.armutun önde gideniymişsin yani.ve müdür , sana laflar hazırladım.

*üniversitelere son sürat internetin , fiber optik sistemin , 100mbit in, ve hatta özel üniversitelerdeki bilgisayarların 10da birlerinin devlet üniversitelerine gelmesi lazım.bu bir gerekliliktir ya , teknoloji çağında yaşıyoruz ve lab dediğiniz yerde hala driverı ekranın altında olan bilgisayarlar var , ram yok, varsa da biz rastlayamadık , çünkü biz sayfayı açtık , mouse'la o komutu verdik yani , ve bi süre bekledikten sonra öğle yemeğine gidip geldiğimizde yeni açılmıştı.mouse da kendini bırakmış , topu merdivenlerden aşşağı doğru iniyordu.tamam belki bilgisayarlar..tamam hadi zengin bi iş adamı bağış yapmamış onu anlıyoruz da , internet hızı ne ayak , var mı öyle bi hız , yani hız mı o, yavaşlık ki o , yok yani geri sarıyor hatta.

*insan sağlığı için , yalvarıyorum , şu kırmızı körüklü kaç yılından beri kullanıdığını dedemin hatırladığı ikarusları bi kaldırın bi atın hurdaya verin nolur lan , metrobüs istemiyoruz burda , insan taşımak için her şey olur , ya ikarus ne kardeşim.ya bırak.

*dostta gezinirken indirimli dvd ler kısmında 40 dakika harcadım , kasaya kucağımda filmlerle ilerlerken arkadaş durdurdu bi tokat attı falan kendime geldim de , asıl konu şu ki , arayıp da bulamadığım eski,siyah beyaz,polisiyeler,absürd komediler ve en mühimi westernler o indirim sepetlerinde saklanıyormuş.her ay belirli bir bütçe ayırdım onun için artık.
ama daha da şaşırtıcı olanı ben hayatımda ilk kez 1 liraya (1 TL ,bir lira) dvd gördüm.ama işte ucuz diye 'alırım ki ben bunu , dursun lan arşiv sonuçta' derken bi tokat daha geldi.gözümü açtım tansaşdayım.

* en sevmediğim seyyar satıcı selpakmendilci sanarken , değilmiş de , en illet edicisinden zorla burnuna soka soka onun bunun hayrına dergi satan gönüllü satıcıymış , bunu anladım.'la yürü!' almıyorum.almam.almayacağım.lan takip etmesene , istemem dedim.hayır bi bakamam.sanane hangi okulda okuduğumdan be.evet duyarsızım ya hay lanet olsun bi git.GİT LAN!

*ben zaten bitkinken , üstüme üstüme gelen ,ters,benmerkezci ve vurdumduymaz olanlar artık fazla oluyor.sürekli özverili olmaktan çok sıkıldım.

*gerginim.

Meraklı muhabiriniz bugün sizler için yeni açılan Gordion alışveriş merkezine gitti.Alışveriş merkezi seven bünye hiç sıkıntı çekmedi oldukça da sevindi.

Öncelikle aileyle çıkılan üst baş alışverişleri kişileri sıkar boğar ağzı küfürle doldurur , bilirim.Bu yerler genelde ebesinin evine yakın olduğu için bi' hayli heves götüren yerlerdir.Toplu taşıma araçlarıyla 45 dakika belki daha fazla süren yolculuklarla ulaşılınır,gidene kadar ne badireler atlatılır,bilirim.Neyse ki diğerlerine nazaran biraz daha yakın bir avm bu gordion (kime göre neye göre : ümitköy çayyolu elvankent eryaman vs.)

Efendim , güzel bir mimarisi , oldukça gösterişli bir alanı olsa da o daracık yollarda oluşacak trafiği düşünmemişler herhalde.Yine de bunu , ilk günün izdihamına veriyorum.Burası ,eskişehir yolunun devamında çağlayan askeri lojmanlarının hemen yanında bulunmakta , ümitköy hudutları içerisinde.Güzel , semt sakinleri ve çevre semtler için gerekli olan bi mekan.Bi bayramlık almak için tee Ankamall'e Armada'ya gitmeye lüzum yok artık ki oralardaki bütüğn mağazalar da var.

Otopark açısından oldukça abartmışlar , alt iki kat otopark olmasına rağmen , bir de 4 üst katı araçlar için ayırmışlar.(çüş be)

Tabii ki daha resmi açılış yapılmamış olacak ki tam açılmayan mağazalar var , yerler toz içinde , etrafta yer cilalama hede hödöleri var.Fakat benim de içine dahil olduğum yurdum insanları bir alışveriş ve merak manyaklığı içinde buraya akın etti.Sebep de yeni açıldığı için çeşitli hediyelerden ve indirimlerden yararlanmak.Bir şey almadan çekilişlere katıldık mesela , bakalım havadan bir laptop kazansak fena olmaz.Sonraa , tabii ki elektronik mağaza devi ElectroWorld açılmış ki , bu mediamarkt ın açıldığındaki izdihamlardan olmuş , saat sabah 6 da açmışlar ve her 100 insandan 99 unun elinde electroworld poşetleri vardı. (1000 liralık laptop 500 liraya düşmüş mesela , 1tb hdd (seagate) 90 lira olmuş , birsürü şey işte ) ambulans falan gelmiş izdiham için.

Girişte sizi palyaçolar , uzun bacaklı akrobatlar karşılıyor (ki hazzetmem) vahe kılıçaslan mıydı neydi , hareketsiz duran mankenler vardı onun gibi.çoçuklar için piyesler miyesler bi ton ıvır zıvır.

Dediğim gibi bu tarafa yakın oturanların eksiği de buydu,giderildi.Armada , Cepa , Panora , Ankamall ' deki mağazaların hepsi burada da mevcut.Güzel , aydınlık bi çarşı olmuş.

Yemek katı biraz zayıf kalmış ama gün geçtikçe bişeyler daha açılır heralde.

Dikkatimi çeken şeyse , yorulduğunuz zaman ille de para verip bir yere oturmak zorunda kalmıyorsunuz. Açıklık alanlara rahat pufidik koltuklar serpiştirmişler bir sürü , gazeteler sehpalar vs. evinizde gibi oturup dinlenebiliyorsunuz.Gayet ergonomik.Eferin.

En büyük Cinebonus'da buradaki sinemalarmış, bir test etmek lazım.

Oraya buraya servisleri varmıymış öğrenemedim ama koyarlar herhalde.Ama gelmek isteyenler olursa Kızılaydan direkt olarak ( ya da ümitköy köprüsünden ) 122 , 119 , 123 numaralı otobüslere binebilirler.Sonra da beni arayabilirler ki gezelim eğlenelim ,evet.

Şu electroworld indirimi bir kaç gün daha sürecekse ve teknolojik malzeme ihtiyacınız geldiyse sizi buraya alalım.

Neyse böyle işte , gel de gezelim.

Ebru    :
*bi' erkek grubunun olmazsa olmazı var bence.
~WoD~ :
*biraz daha gelsin :D
Ebru    :
*bi' tane zenci.
*bi' tane sarışın (tercihe göre 2)
Ebru    :
*bi' tane hispanik.
*belki bi' tane karakteristik özellikleri (kısa,bodur,uzun,dev,cüzzamlı gibi) olan bi tip , belki gay , hatta evet
direkt olarak gay.
~WoD~ :
*bakınız blue
*:D
*bu kadar evet.
*farkettim ki erkek grupları soluk benizli çekik gözlü kardeşlerimizi sevmiyor.
*bu siyah kıçlı ırkın temsilcisi arkadaş da hep bir gırtlak yapma çabası , hep bir rap müziiği ben doğurdum havası
*s*ktir lan.
*ben bunu blog yaparım.
~WoD~ :
*yap bunu blog :D
Ebru    :
*tespit biterken : n'sync - bye bye bye çalıyordu.


( burada ana konu dışında iki tane de incelenmeye açılması gereken yan konu var.
1-Boy band' in amacı dünya barışı mesajı vermekse nerede uzakdoğu nerede ortadoğu? Her filmde Pakistan'lıları taksici yapmayı bilen amerikalılar, boyband kurarken bu arkadaşları neden görmezden gelirler , ayıp değil de nedir?
2-WoD , her cümlenin , her gönderinin sonuna bilinçsiz bir ':D' koymaktan bıkmayacak mı? )

Arz Ederim.

Yaygın bilinen ama yanlış bilinen çok fazla şey var ama iki tanesini aynı gün içinde farketmiş olmanın haklı gururu içindeyim.

Seneler öncesinden bir esintiyle başlıyorum.Weather Girls ' ün ' It's raining men! ' adlı şarkısı.Bilmeyen yoktur , gayet de eğlenceli bir klibi vardır şöyledir böyledir :






Şimdi bu şarkının adından kaynaklı sanırım , tanıdığım herkes bunu It's raining , men! vurgusu ile biliyormuş, yani ' hey bakın,yağmur yağıyor' şeklinde.Şarkı sözünü irdelemekten kaçınıp sadece it's raining men , halleluijah! kısmına aşina bünyeler, bunu artık böyle bilmesin.Şarkı da It's raining MEN vurgusu var ve sözler de ona bağlı gelişiyor zaten.
Bacılaar , kardeşleer koşun , ERKEK yağıyor gibi.Sözlerden de bir kuple yazayım.

It's raining men , Hallelujah , it's raining men , Amen!
I'm gonna go out to run and let myself get
Absolutely soaking wet!
It's Raining Men! Hallelujah!
It's Raining Men! Every Specimen!
Tall, blonde, dark and lean
Rough and tough and strong and mean

(yani diyor ki erkek yağıyor yarabbim sen büyüksün , şükürler olsun
hemen dışarı çıkacağım ve ıslanacağım (şimdi bi dakkaaa , burada yağmurdan ıslanmakla falan alaka yok , erkek yağıyor nasıl bir ıslanma bu , bu nasıl bir cinsel içerik , bu kadınlar kaç yüzyıldır dertliler böyle ? )
Bir de diyor ki , yarabbim diyor amin , dualarım kabul oldu , her türden , dinden dilden ırktan erkek yağıyor diyor , zorlu,güçlü,kaba ... her türlü. (bu nasıl bir çaresizlik , teyzecim yapma gözünü seviyim ya)

Zaten klipte de şemsiyelerle gökten erkekler iniyor (?) Neyse durum bu.

İkinci esinti de eskilerden geliyör.Bob Marley bize eşlik edecek ; ' No woman , no cry ' Bu konuda çeşitli rivay...Ya bırak.Yok kadın karşıtıymış da , yok efendim şarkıcı kinaye kullanmış da.Otur da bi sözleri oku.

no woman no cry.
hey little sister, don't shed no tears.
no woman no cry.

(hey diyor , kadın , ağlamasana diyor , daha da yaş dökme diyor. ben mi bilmiyorum ingilizce , orada , 'artık kadın da yok ağlamak da yok , oh be,kurtul kadından,ağlamaktan da kurtul' mu diyor.)

İşte içime dert olmuş iki durum.Daha vardır onları da tespit edip bize ulaştıran ilk 3 okurumuza Kenan Doğulu'nun no Woman no cry işlemeli ceketinden hediye ediyoruz.

Selamlaşmalar,karşılaşmalar,ayak üstü sohbetler..Ben bu tür şeyler esnasında oldukça gerilen biriyimdir.Yani çok da sistematik bi düzenim yok bunlarla ilgili ; var mı ki düzeni olan ? Yoksa da, bi karşılaşma esnasında her şeyi belirli bi yörüngede yapan insanlar bunu nasıl becerir ki? Tamam çok nevrotik belki de ama tanımadığım bir insanla aynı ortamda ilk izlenimleri edineceğim zaman benden telaşlısı olamaz.İnsan seviyorum ben , insancılım ,orada bir problem yok ; sadece bu insan tanımadığım biriyse düşünülmesi gereken ne kadar çok şey var.Of.

Tanımadığım biri, ortak tanıdık sayesinde tanıdığım biri olur çıkar ama bu bu kadar kolay değil.Bir kere ortak arkadaşlar lafa tutuşunca sizi tanıştırmayı atlarlar , siz de ya armut gibi konuşmayı dinler ,yalancıktan gülümsersiniz ; ya da uzaklara bakar,telefonla ilgilenir ilgisiz görünürsünüz.Yahut iki modern insan gibi kendiliğinizden tanışırsınız.İşte bu noktada üç seçenek var :

1-Yeni tanışılan insana uzaktan isim sorulur , onun da ismi alınır , memnun oldum tebessümü yapılır.

2-Yeni tanışılan insana el uzatılır , sıkı ve ya gevşek bi tokalaşma gerçekleşir.

3-Yeni tanışılan insan iki yanağından öpülür (?!)

Şimdi , ilk kısımda iki yabancı insanın edebiynen seviyeli bi tanışmasını izledik , burda bi problem yok.

İkinci durum benim favorimdir,hayat felsefemin temelidir (midir bilmiyorum),öyledir yani.Elini uzatırsın , 'meraba ben şu şu , hehe memnun oldum ' dersin.Şahsen bu söylediğimde samimiysem elini bırakırken diğer elimle de pekiştiririm , öyle de sevecenimdir (sevdim mi tam severim) ha değilsem de değilimdir konumuz bu değil.Fakat işte bu kısımda da çeşitli sorunlar meydana çıkar:

Ben elimi uzatırım elim havada kalır mesela.Hayatta en korktuğum şeylerdendir elin havada kalması.Ne kadar rencide edici bi durumdur o.Böyle toplumdan dışlanırsın,o el havada kaldı ya herkes sana bakar ve yuhlamaya başlar allah belanı versin senin gibi insanın.(sakinim)

Yahut sen elini uzatırsın ama karşıdakinin tercihi bu yönde değildir , öpme eğilimindedir.Sen elini uzatırsın o öpecekken vazgeçer , senin onu öpmek istemediğini düşünür ve bi afallar orda , bi salak olur , bakışları anlamsızlaşır , elini falan uzatmak ister olmaz , bayılır belki de bilmiyorum.O daha hızlı da davranabilir , bu sefer sen elini uzatırsın salak olursun 'la noliy'dersin içinden ,o arada bi öpücük bişey , el havada.Bayılanlar oladabilir tabii ki.

Bu üçüncü türün insanı , yani tanımadığı insanı uzanıp öpen insan kişisi.Ya şimdi darılmaca gücenmece yok , pek hazzetmiyorum ben.Bi dakka hemen suratını sallama , bi düşün niye.Bi düşün.Hadi ortak arkadaşımız var , onla samimisin , ordan gelen bi enerjiyle beni de öpmek istedin.Neden ki öpmek istedin.Sen tanımadığın insanı niye öpesin ki , tanışırken gerekli bişey midir öpmek.Bi adını öğreniyoruz diye dudak-yanak teması gerekli midir.Bir sürü cevaplanmamış soru.Hadi tamam alışkanlık belki her gördüğünü böyle iki yanaktan öpen bi insansındır da tanışmıyoruz biz o n'olucak?Yani bilmiyorum ki ben sende acaba bi hastalık var mı , ya da bende var da sana geçirmek istiyor muyum?Onu da geçtim , yani bak dönüp dolaşıp aynı yere geliyorum, daha bir dakika olmamış adını öğreneli, ne öpüyorsun ya?!

Bi de öperken ses çıkaran var 'ck,nck gibi (nasıl yazıya geçiyorsa)'bir de yanak değdiren var.Yanak değdirmek?Haydaa...

Her ülkenin her bölgenin kültürü farklıdır tabii ki , 'biz Türküz,sıcakkanlı ve konukseveriz,ille de öpücez'' mottosuyla yetişmişte olabilir insan , 'heeeeey dude , i'll kick your white ass' diyip bi sıkı sarılmayla da büyümüş olabilir.Ama türlü türlü insan var,herkesi de yanağından öpersen işimiz var.Diğ mi ama.Bak asma suratını.


İşte böyle.Tanışma esnasında bu tür bir kategori oluşu benim gözümde.Yanlış anlaşmalara mahal vermekten de bi hayli korkarım.'Öpücülerden mi acaba,öper mi ki,elimi uzatsam havada kalırmı,kalırsa nasıl manevra ederim,acaba başka yere mi baksam,ölsem mi ki ben...' gibi cümlelerle dolu olur kafam.Hadi diyelim bunu atlattık , ki diyelim tercihini öpmekten yana kullanan bi insan var karşımızda.Bunun da derdi edilir mi diyen olabilir ama , olur evet.Çok büyük derdi olur hem de.Dünya üzerinde her insanın başına en az bir kez gelmiş bi olay vardır,bilirsin.Birine uzanıp öpecekken,ya da sarılacakken , ikinizin de aynı yönden uzanması.Bu da kafaların tokuşması,bi kaç saniyelik delay , ve azami olarak french kiss e kayabilen sonuçlar doğurur.(French ini bilemem de , kendimi öpüşürken bulduğum olmuştur)(abartma tamam)

O aynı yönden gelinmesi ne pislik bir durumdur ama.Yeni tanışıyorsanız bir de hele.Balans yok ortamda , aynı taraftan geliyorsunuz,ve ikinizde inatçıysanız diğer tarafa çekilmiyorsunuz öyle kalırsınız.Ben o durumda terliyorum,sonra üşüyorum,utanıyorum kızarıyorum vs.Bi de kişinin piercingi sakalı varsa , saçımın bi tutamını ona armağan da ediyorum ki hay diyorum senin saçına...

Bütün bu bahsettiklerimin zamanı da büyük önem taşır tabii ki.Yaptığım araştırmalara göre , pastanın en büyük dilimi 'karşılıklı anlaşmazlıklar sonucu elde edilen kötü izlenim ' e ait.İstatistikler şu şekilde:

Toplumun %67 ' si farklı hamlelerden dolayı sağlıklı tanışma ve karşılaşma sorunlarına sahip.
Her 100 kişiden 82'si elinin havada kalmasından korkuyor.
Her 5 kişiden 2'si karşıdakinin yanağına soldan uzanıp öpüyor.Bu da demek oluyor ki diğer 3 kişi sağdan öpüyor , aradaki dengesizlik , trafiği aksatıyor , bayılmalara , ölümlere sebebiyet veriyor.

gibi gibi..

Kısacası,yeni tanışıyorsam elini sıkarım ,az biraz samimiyet varsa uzanır öperim , ama karşıdakini gözlemlerim nereden uzanıyorsa tersinden yönelirim ; lakin genelde sağdan uzanırım ,samimiysek de paldır küldür sarılırım farketmez , bir de sırtına bir iki kere pış pış şeklinde elimi vururum 'aslansın aslan' der gibi , çok sevecenimdir çünkü.
Bunu da anlatayım ki ilerde karşılaşırsak strese girmeyelim.Bak bi ,öpücü olan , evet sen , yapma bi daha tamam mı , hadi gel bi öpiyim gel , serseri.

gecenin körü saatinde yapacak pek değil hiç bir şey olmadığına kanaat getirdim.yok.'boş boş bilgisayar ekranına bakmak' aktivitesinin bir numaralı insanıyımdır ben.hiçkimseyle konuşmuyorumdur , bütün siteleri gezmiş bütün oyunları oynamışımdır , ama yine de kapatmam bilgisayarı ekranı izlerim.aynı şeyi buzdolabı kapağıyla da yaşıyoruz.

neyse az önce ufak bir adrenalin şov yaşadım , gecenin tek eğlencesi.

DotA , icefrog'un yarattığı oyun nitekim daha fazla ilerlemeyecekmiş ve bunun için oturup yenice bir oyun çıkarmışlar.''Heroes of Newerth'' Efendim , oyun 30$ a mal oluyor ama bu WoW gibi aylık değil tek bir ödemeye tabi,bir kere alıyorsunuz , ve arkadaşlarınız da beta olarak iyi niyetinizden istifade edebiliyorlar.

Image Hosted by ImageShack.us



Oyun için ilk söylemek istediğim , grafiklerle ilgili.OHA!Çok güzel olmuş ya , cidden hakkını vermişler , yani dotanın grafikleri bunun yanında 8bit gibi kalıyormuş meğerse.Diablo 3 e benzettim az çok.Ses efektleri gayet güçlü ,ekolu geliyor , daha bir kaliteli , biraz da değişmiş tabii ki.Oyunda kill alındığında beliren ''first blood,killing spree,dominating...'' gibi sesler , ''bloodlust,legendary,serial killer..'' şeklinde değiştirilmiş.Binalar ise başta çok fairy gözükse de , gayet güzel , base deki binalar, regen havuzu , vs. çiziminde abartılmış kısımlar olmuş.

Icefrog'un bağımsız oyunu olduğundan baştan aşşağı her şey değiştirilmiş , o yüzden alışması biraz zor olacak.Ana ekran görüntüsü , skill verme , inventory .. rötüşlenmiş , daha modernize olmuş.Scourge = Hellbourne , Sentinel = Legion olmuş ,shoplar elinizin altında bir tuşa bakıyor falan.

Çok beğendiğim bir durum da dağınık pasaklı item dizilişinin düzene koyulması.Shoplar combat itemları vs diye ayrılmış ve alacağınız item bir şeyler gerektiriyorsa onlar da aynı pencerede çıkıyor ; topladığımız item bir şeye yarıyorsa o da gözüküyor.Oldukça ergonomik yani.Itemların resim ve isimleri değişmiş , ama özelliklerinden eskisiyle badaştırarak bi nebze ipucu yakalayabiliyorsunuz.Lakin ilk başlarda base de geçirilecek zaman bir hayli uzun olacaktır.(homeland security,how can i help you?)

Herolar içinde benzerlik konusu geçerli , tipleri ve isimleri dğeişik olsa da skillerden , ultisinden falan 'a-ha bu venom , lan bu sniperın ultisi' diye çıkarımlar yapabiliyorsunuz.Replikler de değişmiş ama aynı güzellikte tabii ki.Bir de hoş bir hız gelmiş , oyun akıp gidiyor.

Ufak haritada görünüm aynı üst kırmızı alt yeşil , 3 koridor falan.Ama tabii grafikler yenilenmiş , su daha bir su orman daha bir Belgrad olmuş.Orta nehirdeki rune lar aynı ama alınca 'illusion! haste!' diye böğüren bir ses var.
Ayrıca orta nehir demişken , Roshan Kong..lu bişey olmuş , taş yaratık değil Alien'a benzer bir şekle dönüşmüş.Aegis benzeri 'tomb of life' düşüyor ölünce.

Başkaa başkaa..Creepler daha bir adam olmuş.Archer lar falan geliyor arada.

İçerik kısmen bu.Güzel özellikler arasında seçenekler var bir de.Mesela oyunu bitirme daveti , yeniden başlatma daveti gönderip oylamaya sunabiliyorsunuz. ''[All]GangstaBoi54 : aga rmk ya '' devri bitmiş kısacası.

Çıkarsan Leaver diye siciline işleniyor , sahibi olduğun istatistikler kayde geçiyor ; bir oyuna girecekseniz , hepinizin siciline bir bakılıyor ve ölçülüp tartılınca kimin galip geleBİLeceği tahmin ediliyor vs.Gayet komplike.

Noob Allowed gibi bir seçenek var ki beni oldukça güldürdü , oyunu kurarken oynayacağın adamların seviyesini belirliyorsun.

komut ve mode lar hakkında bir bilgi edinecek kadar derinine inemedim ama wisp falan yine aynı şekilde iletiliyor.

İzlemek ve oynamak fırsatına az da olsa eriştim ( ekran kartım yeterli olsaydı..ah olsaydı..) , daha neler göreceğiz , alışınca nasıl tat verecek ,dotayı aratacak mı yoksa unutturacak mı bilemedim.Ama efektler,grafikler inanılmaz gelişkin ; eğer ki alışırım kolay diyorsanız , ilk tavsiyem betasına bir göz atmanızdır sevili okur.

http://www.heroesofnewerth.com teyk e luk et det.

takdir edersiniz ki tek tek resimli anlatım , kısayol linkleri vs koymak ben de isterdim , lakin hayın blogger hala bana dargın.

Neyse , iyi tecrübeler dilerim , göksel alalım da oynayalım lan :M

Figürlere , ıvır zıvırlara bakarken bir siteye denk geldim.Aklım durdu yemin ederim.Saatlerdir karıştırıyorum , sipariş listesi yaptım kendime.İstanbul/Kadıköy'de bir mağazaymış site sahibi.Acaba İstanbul'a mı gitmeli kaptırıp.

Neyse çekidaut diyorum ki senin de aklın hayalin dursun.

Favorisinden bir link ile yönleniriliyorsunuz.Lütfen Bekleyiniz.

http://www.dreamersfigure.com/index.php?do=catalog/product&pid=2067

Marvel ve DC ye ayrı , oyun figürlerine ayrı film figürlerine ayrı tepki verecek vücut , hepsi harap ediyor neticesinde. Hati !

gecikmeli kayıt

Image Hosted by ImageShack.us


şaka maka 19 olduk.
hayatımın en bereketli kutlamasıydı sanırım.ramazan bereketi güzelim,ne sandındı?