çok şey bi' insansın.

Mentor Palmastro ile konuştum, haberler iyi.

-Her zaman düşüncelerine önem ver.

-Hayal kurmaya devam et, bu hayalin gerçekleştiğini görebilirsin.

-Riske girmekten korkma, tedbiri de ihmal etmeyi unutma.

-Her zaman kararlı ol, kararsızlık sana zarar verebilir.

-Karşılaştığın zorluklar karşısında pes etme, bunların üstesinden gelmek gurur vericidir.

Bunları söyledi bana. Aşk/Sağlık/Para endeksi de 8/5/9 çıktı. 10 üzerinden.

Lan sanki böyle şeylere pabuç bırakan biriymiş gibi gittim, soktum elimi ağzına... Tabii böyle söyleyince çok kötü oldu. Önce ben ne halt olduğunu anlatayım. Mentorumuz Eski Yunan akıl hocası sanırım. Şuradan bakarsanız, nasıl birşey olduğunu görürsünüz. Neyse işte, 1 TL atıp, elini okutuyorsun, sana 1 dakika içinde böyle bi' döküm çıkarıyor. Saçma ötesi, ama işte "yalan söylersen elini geri vermiyormuş lan!" gazlarına gelip deneyeyim dedim. Elimdeki kağıda bakakaldım ha sonra da. Nasıl yuvarlak, klişe cümleler yazmış gözü kör olmayasıca. Halbuki umut bağladımdı.(!) Neyse yine de ben endeksi göz önüne alıp biraz hareketleneyim. Ehm.

O adrenalini yaşadıktan sonra yine bir Cuma sineması yapalım dedik. (Bugün günlerden ne olduğunu biliyorumi şaka yapmayalım.) Efenim, filmimiz Tehlikeli İlişki idi. David Cronenberg yönetmiş, Keira Knightley ve bir kaç adam oynamış. Neden öyle dedim, çünkü Knightley döktürmüş, sadece replik okuyarak oyuncu olunmadığını bir kez daha anlamış bulunduk. Konusu nedir, Sigmund Freud ve öğrencisi Carl Jung, gerek görüşerek gerekse mektuplaşarak psikanalizin temellerini atarlar, bu esnada Carl Jung'un bir hastası, Sabina, bu temellere büyük ölçüde yardımcı olacak, sonrasında kendisini de iyi bir yerde bulacaktır. RESMEN DVD KAPAĞI ÖZETİ YAZDIM YALNIZ, ben bunu okusam gitmek istemem şahsen. Ya, Freud'a dair değişik noktalar falan var filmde, gidebilirsiniz, zaman kaybı olmaz. Kırbaç sahnesi var lölölölö yapanlara da kulak asmayın, onlar 13 yaş altı izleyici kitlesi. (Doğuş'tan geliyor: bunlar babadan oğula böyle bunlar babadan oğula tpüh!) Neyse, sırada Sherlock Holmes II var, gelmek isteyen haber versin.




Ama bi' an ciddi ciddi paylaştığımı düşündünüz. Ama itiraf edin. Etmezsen etme lan Allah Allah.

ÇOK HAVALI DEĞİL Mİ?! Yüzü gözü olmayan, işi gücü de olmayan kızların fotoğraflarını paylaşıyorum şu an, aman Allah heyecandan ölmek üzereyim. Tumblr mı açsam acaba. Evet açsam ve sabahtaaan akşama kadar ayaklarını içeri doğru çarpık (tıpkı şunun gibi) tutup çeken kızların ayaklarını paylaşsam. Allah'ın gerizekalıları ya...

"O çürük elma Newton'un kafasına düştüğünden beri yaşam korkunç ağır."
-Taze Açan Nilüferler (Water Lilies in Bloom)

Geçen haftalarda Gezici Festival vardı, çok da güzel bir programla geldiler. Bir halt izleyemeden geçti gitti. İlk gün gittiğimiz Kısa İyidir gösterimindeki bir filmden alıntıdır bu söz. Dünyanın en güzel burunlu insanına film esnasında ajanda çıkartıp yazdıracak kadar etkilidir. Ben de çok beğendiğim filmleri arattım, bir tek bunu buldum:



Red, Stop! Green, Go! diyor nezarethanede, sonra ben Almanca bilmem, vay ben görmedim...

Gözüm yanıyorken uyumaya neden direndiğimi hiç bilmiyorum bazen.

Bir de şuna her gün en az 8 dakika gülüyoruz :



Ama 0:20'den itibarenki ilk 5 10 saniyeye. Her boka aynı tepkiyi vermeye başladım.

Sonunda çok samimi bir arkadaşım profesyonel bir fotoğraf makinesi aldı. Sonunda benim de arkası flu önü net fotoğraflarım oldu. Şu an basınla paylaşmıyorum, belki ilerde çocuklar iyakşamlaar.

İşte başka da canının sağlığı be, vallahi. Zengin içerikli ve saçmaötesi bir postu da burada sonlandırayım. Allahaısmarladık: Alasmarladık: Alasmaladık: Almasa mıydık? Allah diyen aslan. Hadi öptüm.

Morning Train by Sheena Easton on Grooveshark

4 yorum

FFatiHH dedi ki...

ebru :) sen harbiden çok şey bi'ınsansın. Filme gelirim bi de :)

ebruhu. dedi ki...

Arkadaşlarım bana kısaca şey der.

Uyumayan Ses dedi ki...

O iki kız fotografını görünce küçük çaplı bir yamulma yaşamadım değil, yaşadım, yaşamaz olaydım, o ayaklı fotoğrafı görünce de "bu ne lan" demedim değil, dedim. Çok bi'şey yani.

ebruhu. dedi ki...

Amacıma ulaşmışım.