series tied

Çarşamba günü- yani sabaha karşısı, mikroiktisat profesörlüğüne uğraşıyordum ki, ertesi gün sınav olmadığını hava aydınlanırken öğrendim. Bundandır ki günlerdir sağ gözüm seğiriyor. Yorgunluktandır, uykusuzluktan olur hededir hödödür diyenler, sözüm size, çıldırdım ben, ondan.

O gün de rastlantıların en güzeli, Celtics- Cavs ikinci maçı varmış. Kitabı defteri fırlattım, açtım televizyonu. Kaan Kural'ın Mo Williams'a portakal benzetmesine yarılarak başladım izlemeye. İlk maçı izleyememiştim, Cavs almış. Oyun bu sefer de Cleveland'deydi, De-fence bağırıcıları yerlerini almıştı.

Değişmek bilmeyen bir döngü halini alan oyun stratejisi yine Celtics'i sayılara götürdü. Glen ya da Perkins -> Pierce -> Rondo(asist) -> Allen ya da Garnett. Aslanım Rondo yine asist kralıydı, özellikle Garnett'e günü kurtarmasında yardımcı oldu. 20'lere yakın asistle oyun ritmini bi anlamda tutan kişi oldu. Glen Davis öküzü lvl atlamış bi boz ayı olmuş, hantal herif, hala anlamış değilim ne parıltı gördüklerini bunda. Oyunun büyük bölümünde Shaq'ı bench te görmek de içler acısı. Arkadaş ben o adamın Heat, ya da belki Lakers oyununu izlerken bile eğlenirdim ama sezon başında Lebron'la iyi bi ikili mi olurlar yoksa Lebron egosuyla onu bezdirir mi tartışmalarına şimdi anlam vermeye başladım. Cavs yaramadı sanki.

Maçtaki Cavs bezginliği hiç dinmedi, sanki açığı kapatmamak için özel bir çaba sarf ediyorlarmış gibiydi. Hadi Varajeo salağını falan geçtim, Williams ya da James komik top kayıplarına imza attılar ki dikkatleri maçın başında dağılmıştı bile. Bir ara Kaan Kural Space Jam benzetmesi yaptı. ( Hani şu elemanların güçleri çekiliyordu da karşı takımdakilere, Nba yıldızları salaklaşıyordu) O an alkış tuttum tespitine. (Zaten Bizzaro(superman) şakasıyla da beni benden aldı tüm gece)

Mo Williams hakettiği küfürleri tek tek aldı oyun boyunca. Varajeo nun geçen sene finallerde yaptığı gibi kendini yere atması, mızıklayıp faul istemesi vs. Arif Erdem'in kulaklarını da çınlatmıştır eminim. Bir ara kamera Hickson'dayken de küçükken havale geçirmiş olduğuna kanaat getirdim. (tövbestağfurullah bişey olmuş)

Bireysel tanımlamalardan uzaklaşırsak, Rondo asistleriyle, Ray Allen üçlükleriyle Quicken Loansta Boston üstünlük kazandı ve seri 1- 1 bağlandı. (Skor 104-86)

Maçın son 10 dakikası izlenmeye değerdi, inanılmaz bir heyecan vardı iki takımda da. Aradaki 15 sayı, Boston'un her zamanki gibi üstünlüğe ulaşınca savunmayı indirmesi ile yavaş yavaş eridi. Doc Rivers olayın farkına varınca 2 dakikada bir (abartısız) mola aldı. Geçen sene bu şekilde bir sürü oyun veren Celtics bu sene de aynı hatalara düşerse, tahtından olacağını biliyor gibiydi.

Her molada Stats Central ekranı giren Nbatv yüzünden aradaki diyalogları kaçırmak.

Pierce 5. Faulune de imza atarak üstünlüğü Cavs'a avuçlarının içinde sundu efenim. Ben tabi o sırada sinir harbi geçiriyorum yine. 5dk da 10 sayı fark kalmış, üç tane üçlüğe bakar her şey diye sayıklıyorum, yüzüm ekşiyor falan, rutin. Boston'un geçen seneki hatalara düşmesi, literatüre aynı boku yediler olarak geçmesi falan. En basitinden bir Lebron'a karşı sürekli aynı hataları yinelediler. Onun için bloktasın, ama adam bildiğin sayıya yönelmiş, bir anda arkasında kalıp peşinden koşturuyorsun. Eee blok n'olucak? Kale boş laağğn?!

Neyse ki Bos son iki dakikada nefes aldı, fark açıldı. Seri de bağlanmış oldu. Önümüzdeki iki maç Boston'da oynanacak, umarım ki en az birini alalım. Shaq bench te çürümese olayların seyri değişse, biraz hararet görsek fena olmaz.

Kaan Kural da inatla adeta bir ben gibi boston diyor bastın demiyor. İşte ben bu adamı bu yüzden seviyorum. Bu adam bizden biri. yürü be.

Ben Kaan kural, ben Orkun Çolakoğl.. ?! I want Murat Kosova right nea, yo!

Bensiz IronMan2 ye giden hayın arkadaşlarım, sizlere de laflar hazırladım.

Hiç yorum yok