üç aylık saç hegemonyası ve hayat

Lise bilmemkaça giden bir erkek çocuğu, yaz tatili başladığı gün bir karar verir. "Bu yaz saçları uzatıyorum." Eylül'de ense traşını göreceğiz. O da bilir bunu. Yine de uzatır. Saçı büyük olasılıkla dalgalıdır. Aradadır yani, ne düzdür ne kıvırcık. Düz olsa, sabah akşam dinlediği grunge grubunun solisti gibi olacaktır. Kıvırcık olsa, 'bonus' olacaktır; havalı falan işte. Ama aradadır tükürdüğümün saçı, bir yol olmaz. O da bilir bunu. Yine de uzatır. Ha, bilmez mi sadece üç ay uzayacak o saç. Kulak memesini biraz geçecek. Belki çeneye kadar. Sezen Aksu'nun fönsüz saçı. Buna sakal ekle. Ya da ekleme, ıyy. Uzatacak işte, kafaya koydu ya.


Neyse.


Bir konuşmasında "Bugünün dünyası reel ile sürreel arasında gidip gelerek gerçekliğin tüm temelini kaybettiğimiz dünyadır." demişti Metin Sarfati. Bir araba not almıştım, "hocam büyüksün!" diye alkışa kalkacaktım az kaldı. Açar açar o notlara bakarım. Dünyanın bir ucundan tutarım, yetmiş sekiz dakika düşünürüm. Yetmiş dokuzda dikkatim dağılıyor.

Hayata dair çıkarımları vardır çoğumuzun, şüphesiz. Sorular sorulur, cevap alınamaz, anlaşılamaz şeyler vardır, hayat darlar adamı, "her şey üstüste gelir", "çok saçma abi ya" dönemleri gelmiştir, ne anlamsızdır falandır. Bir süre böyle geçer zaman.

İşte bu zamanlar tam da o saç uzatma evresine denk gelmesin mi? Gelsin.

"Şu şöyledir, bu böyledir. Hayat çok karanlık, ailemden nefret ediyorum, fak dı sistım, yarın gidip elli iki tane siyah tişört alayım, piyasadaki tüm bilim kurgu kitaplarını okumam lazım, en kısa zamanda kimsenin duymadığı müzikleri dinleyip filmleri izlemeliyim, hede hödö, kıl yün." 10 üzeri -8 bar hava.

Üç aya sıkıştırılan bu hava, Eylül gelip çattı mı fısssssss diye bünyenin belli açıklıklarından atmosfere karışır. Okullar açılacaktır. Bıyıklı müdür yardımcısı elinde makasla yeni eğitim öğretim yılına merhaba diyecektir.

Gencimiz hayatın anlamına dair sorgulamaları bir kenara bırakarak; "yeni matematikçiyi gördünüz mü lan?!"a başlamıştır çoktan.

Karanfil'den alınan siyah tişörtler de anne tarafından temizlik bezi olacak, bir müddet kir götürdüğünden kullanılıp, yırtılınca da çöpe atılacaktır.

Altın Makas Erkek Berberi ise o gün bir hayli yoğundur. Aynı yaş grubunda ve aynı boy saça sahip bir çok genç, sıra beklemektedir. Hasan Usta yaşadı.


"Bugün, ötekine rağmen egemen olma savaşıdır." diyor Sarfati.

"Ben daha önce geldim abi, önce benim saçlar!" diyor genco.


Herkes bir savaş içinde. Egemen olan meçhul.

Saçlar 3 numara. Sevinçliyiz hepiiimiiiz, yaşaasııın okuluuumuuuz.


Haziran'da tekrar bir sorgu başlarsa, biliniz ki birileri saç sakal bırakıyor. Mahallenin berberi kepenkleri kapatacaktır.

Hasan Usta'yla yaptığımız röportajda, biraz sitemkardı:

-Yaz geldi mi hepsi Fıroyt oluyor başımıza, eşşoğlueşşekler. Hayır uzatmayın demiyorum. Uzatın, hobi olarak yine uzatın. Ama arada bir gelin, uçlarından azıcık alalım. Olmaz ki böyle canım.

1 yorum

rüzgar dedi ki...

okul deyince 2000 öss de çıkan bir soru var,hayran oldum ben o soruya.Bir ara ekleyeceğim :)

Bu arada; ne keyifle okundu bu yazı.