mutluluk hormonu neymiş lan?!

Beklenmedik anlarda sevinebilmek , sevinçlerin en güzeli , o hiç olmadık anda , mutlu eder insanı , böyle için bi hoş olur . En pahalı , en güzel hediyeden daha mutlu eder kimi kimi.Bi anda oluverir çünkü , mutlu olacağını bilmeden , şartlanmadan yakalar seni . Doğum günlerinde insan o gün alacağı tebrik ve hediyeleri , sevdikleriyle mutl olacağını bilir , bu beklentiyle girer o güne , beklentileri karşılanır karşılanmaz ona bir şey diyemem , ama mutlu olacağını bilir , o yüzden sıradan bi coşku belirir sadece. Ama bir arkadaşın hiç beklemediğin anda sana ufak bi hediye vermesi , bi tanıdığının hiç beklemediğin bi anda arayıp hal hatır sorması , bunlar daha büyük bi coşku uyandırır içinde insanın. Bir de herkesi o kadar da mutlu etmeyebilecek obsesyon ürünü sevinçler vardır ki bunların her hakkı bende saklıdır.
Bir pizzanın , o üçgenini elinizde tuttuğunuz zaman en çekici yeri elbetteki uç kısmıdır , sivri üçgenidir , en domates sosunun hamuru buruş buruş ettiği , en yumuşak en ufak kısmıdır.Kimselere vermem ilk ıssırığımı , vermem de vermem , belki çok sayılı bi kaç kişiyle paylaşırım , yapmışımdır bunu , ama o insanlar bilmez ki bunu paylaşacak kadar değerliler.Daha da paylaşmam.
Puding yapılmış , kaplara konulmuş , soğumaya bırakılmış , efendim gidiyorsunuz bi kap alıp ,kuruluyorsunuz koltuğa yiyeceksiniz , nedir niyet , onu bana bi de bakalım , yerken pek bi mutlu görünüyosun , ama en fazla zevk veren kısmı üzerindeki kaymak tutmuş yeri değil midir sorarım , orayı sıyırıp ayıran , yemeyen , ya da başta deli gibi kaşıkla yırtan , hepsini bi anda yiyen insan bizden değildir.Manyak mısın kardeşim , git burdan.
Hiç kontörün olmadığını bile bile birini aramak , o esnada yenilmişlikle telefonu kapatacakken çaldığını işitmek , bu mutlu etmez de ne eder ki insanı , nasıl da bi içi hop eder kişinin , ama çaldırırken mütemadiyen açıp son kontörü heder eden insan , eşşoleşşek ...
Basket topu elinde potaya giderken , nasılsa doludur umutsuzluğuyla gidip dönmeye programlanmış insanın o potayı boş görmesi kadar güzel bi lütuf olabilir mi sorarım.
Cips alır gelirsin , evde içecek vardır rahatlığıyla hem de sallanasallana gelirsin , dizini mizini açar , ışıkları kaparsın , bir de kolamı alayım dersin , ama dolabı açmadan aklına gelir ki kola bitmişti.'Laaaan' tepkisiyle kafanı duvarlara vurursun , ama o dolapta dibinde az da olsa kola olan bi kola şişesi varsa , gazı kaçmış da olsa mühim değildir , o bile bi devlettir , değil midir?
Yatakta dörtdönerek yatanlar bilir,döndükçe insanın altında döner,katlanır,kayar gider o hain nevresim , allah belasını versin çarşaf kadar , lan bi uyutmaz dönersin kayar altından kalkıp düzeltmezsin o uyku sersemliğiyle , yarım saat onla boğşursun , katlanan kısımları sırtına batar, en sonunda o sinirle kalkarsın , hayatın kararır . Bir sonraki gün yine ''lan yine huzursuz uyuyacağım ya!'' düşüncesiyle yatağa ilerlerken bir de bakarsın ki , lastikli çarşaf serilmiş , yani altından kaymasını önleyen böyle bazanın altına lastikle tutturulan çarşaflardan , lan esas mutluluk buradadır bence ha.
Düşük not beklediğin vizeden bayaa bi yüksek almak , finalde sıçmak ama transkriptte c ve hatta b olarak karşına çıkması.Süper bişey bu , muazzam . (Tabii yüksek bekleyip de F3 ü görünce insan bir bozuluyor , yaz okulu bilmem ne...cık...)
Aylardır , yıllardır dinlemediğin bi grubun eski şarkılarının bir anda bir yerde rastgelmesi , nasıl da böyle bedenin titrer böyle gözlerin parlar ''ben biliyorum bunu, hep dinlerdim ben bunu,biliyorum ki,büttüün de sözlerini ezbere biliyorumdur ben , bayılırdım ki ben..''tepkilerini sözlü veremesen de o anlaşılır dışardan , o coşkuyu ben ve benim gibiler anlarız , sen merak etme , nasıl da coşku...
Dışarı çıkmadan evvel, en sevdiğin t-shirt ünü arar arar bulamazsın , onu giymeyi planlamışsındır , ama yoktur , korka korka kirliliğe bakarsın , ''lan umarım pis değildir ha'' diye diye.Ama sonra onu yıkanmış+ütülenmiş+evdeki en güzel askıya asılmış(çünkü her evde bi askı hiyerarşisi vardır , en güzeller kalındır böyle kimi kimi tahtadır falan , bu plastik ve ince tel olarak gider , bu böyledir.) o halde bulursun ya o aradığın tshirt ü , daha ne mutlu edebilir ki seni, değil mi ama.
Küçükken dışarda oynar oynar , yorulursun , terlersin , susarsın , dinlenmek için oturursun , ama para yoktur kimsede , olanlar da üşenir bakkala gitmeye,evi yakın olan eşşoleşşekler bi su getirmezler pet şişede , o pes etme halinde işte, bi annenin elinde su ve yeni yaptığı keklerle gelip , tüm arkadaşları sevindirmesi.Size anne diyebilir miyim söylemi orada icat oldu zaten.
Durakta otobüs beklerken , ama bir yerden yeni gelmişsin durağa, yürümüşsün falan tam durağa gelip beklemeye koyulurken o 5-10 saniye içinde , otobüsün gelmesi , nasıl da tesadüflerin en güzeli gibidir , kartının bittiğini sanıp bi daha kontrol ederken bi tane fazladan olduğunu görmek de aynı hazzı verir mesela , yahut ''geç yeğenim,canın sağolsun'' demesi otobüs şöförü amcanın.Amca , sana ölürüm ben.
Ama ben muavin sevmiyorum.Çok aşırı samimiyetsiz buluyorum kendilerini.
Penayı kaybettiğin günler olur bazen , ya süpürge çekmiştir içine , ya da en olmadık iki şeyin arasına düşmüştür , almak mümkün olmaz, o umutsuzlukla gitarı yine de eline alırsın ve tellerin arasına tutuşturduğunu farkedersin ya , istersen malmsteen ol , daha da haz vermez hiç bir şey.
Televizyonu öylesine açtığın bi gün , ''hiç bişey yoktur kesin , bi dolanıp kapatırım'' dediğin vakit, tam da olmasını istediğin , kaçırıp izleyemediğin bi maç tekrarı , bi silikon vadisi bölümü(hala devam ediyo mu lan?) ne bileyim bi çocukluk dizisi , bi efendime söyleyeyim güzel bi filmin yeni başlaması ... bu gibi şeylere rastlamak çok hoş olmuyor mu , aniden mutlu oluveriyorsun.
İbrahim'in gol atması , ne bileyim , son dakika üçlüğünü rajonrondo ' nun atması , ayrınmeydın ın türkiyeye gelmesi , eve sipariş edilen newyorkclassic in 30 dk geç gelmesiyle bedavaya gelmesi vs... bunlar da güzel tabii ki mi lapse.
Diyeceğim o ki beklentileri düşük tut,ne olur ne olmaz.

1 yorum

Winds Of Doom dedi ki...

oha varya umut sarıkaya yı okur gibi hissettim.zira elimde pudingim ve ilk olarak üst kısmını yiyorum.ayrıca çok mutluyumki pizzanın uç kısmını bana verdiğin oldu.-çok mu doymuştun yoksa?:)-