walkman pili o, kalem falan değil.

Bedavalı mesajlaşma servisi Whatsapp var ya, onu hep ‘vatsap’ telaffuzu ile duyduktan sonra, birinin çıkıp ‘vats ep’ olarak zikretmesi, beni biraz düşündürdü. Demek ki Ayhan Işık Ayhan Işık diye bağırsam, dönüp o da bakmayacak. Sinama işte bunlar.

Markette çiçek ekmeği dilimleten adamı da gördüysem, ben artık soru işaretleriyle dolu bir dünyanın içine adım attım demektir. Çiçek ekmek dilimletilir mi, dilimletilse nasıl bir görüntü ortaya çıkar, çiçek ekmeğin asıl işlevi nedir, çiçek ekmeği makul kılan nedir… Niye dilimletirsin ki çiçek ekmeği? Çiçek ekmek o. Ufak bir hamleyle 7 küçük ekmek parçasına bölünebilirken, iki hamlede sandviç ekmeği haline gelebilirken, neden dilimletirsin? Ben seni hiç anlamadım çiçek ekmeği dilimleten adam, hiç anlayamadım. Eminim ki bazlamaları, tost ekmeklerini ve lavaşları da dilimletirsin sen. Biraz değişikmişsin sen, bilmiyorum.

Avon kataloguyla arkadaş darlayan kız güruhu vardı lisede. Her teneffüs siparişlerini tartışmak üzere kantinde buluşurlardı falan. Kartelleşmişlerdi. Bugün bunun iki lvl üstüne rastladım. Bir hanım teyzem, takribi 55, ama acayip süslü, onbeş metre öteden ağız burun kıran bir parfüm kokusu, kürklü falan ne biçim. Yolumu kesti, “testır ister miymişim”. Testır. Elime tutuşturmaya çalışıyo yolun ortasında. Teyze istemiyorum ya! İyice bi garip oldunuz siz de iki parfüm satıcam diye.

“Starbucks’ta Macbook’la ödev yapalım, hadi çık” diye kandırdılar beni, 5 dakika verilere bakıp torrenti açtık.

Türkiye’nin en iyi üniversitesi, Dünyanın en iyi 100 üniversitesi sıralaması gibi milyar tane anket, araştırma yayınlanıyor her yıl. Ve her yıl milyonlarca üniversite öğrencisi, kendi üniversitesinin birinci sıraya oturduğu, ilk yüze girdiği araştırma sonuçlarını sosyal ağlarda paylaşıyor. Bununla mutlu oluyor, övünüyor, aklını çıldırıyor. Ben mesela onları da çok çözebilmiş değilim.

Günlerdir kulaklık bakıyorum. Aslında aylardır, ya da şöyle söyleyeyim ben onu, iki yıl oldu. Evet, iki yıldır beğenip her fırsatta Vatan’da, Media Markt’ta falan denediğim, taksitinden, indirimine her şeyini sorduğum ve sonra almadığım bir kulaklık var. İKİ YIL YA. Günahtır. Bir ademoğlu da çıkıp demiyor ki, kız telef oldu, herkes yirmi otuz ne varsa versin de şuna bir hediye yapalım. Yok. İki senedir izlemediğim incelemesi, unboxing videosu, okumadığım rehberi kalmadı. Alsam alırım da bu da böyle tutkuya dönüştü işte. Ve şu sıralar iş ciddiye bindi, yeni bir göz bebeğim oldu. İki gün önce keşfettiğimi alırsam ötekinin çok içerleyeceğini biliyorum. Allahım sen aklımı koru yarabbim. Bu tarz çıkmazların içinde olan über tasalı bir insanım işte, gideyim de Xanax alayım.

Sevdiceğime bir Beats Detox armağan edemeyeceksem de lanet olsun böyle dünya düzenine. Aman diyeyim yurt dışı alışveriş üst limitini 5 dolara falan indirin de, aman iç ekonomiyi canlandıralım. Rimuuv diiz bordırs ya, muuv forvırd arkadaş.

Mavi ojenin ne kadar iğrenç olduğundan haberiniz var mı? Bence artık var.

Mail gelince çılgınlar gibi seviniyorum. Bazen Gelen Kutusu (13) falan görüyorum, keyiften öleyazıyorum. Ama sonra bir bakıyorum, bir tane gerçek kişiden gelmemiş. Varsa yoksa haftalık bülten, ilan, promosyon. İnşallah diyorum o zaman, inşallah önemli telefon beklerken memleketten dayınız falan arar, inşallah açmak ve saatlerce konuşmak zorunda kalırsınız.

Kütüphane sezonunu da açtık. Bir sonraki yazıda, kütüphanede bir kızı nasıl bıçakladığımı anlatacağım. Bıçak dediysem de, 0.5 Rotring. Alt kattan ban yedim, iki hafta giriş kattayım. Ahıra çevirmişiniz yine çalışma odalarını be!

klibi biraz acımasız, kusura bakmayın da.

Hiç yorum yok