kar küresini kırmak

Kar küresi içinde hissettiğimiz günler geride kaldı. O günlerden geriye de yol kenarlarında buzlanmaya yüz tutmuş kar yığınlarıyla iki üç güzel kar şarkısı.

that secret that you know
that you don't know how to tell

it fucks with your honor
and it teases your head
but you know that its good girl
cause its running you with red.


Her gün evden çıkmak üzere eğilip ayakkabılarımın bağcıklarını bağlarken, her seferinde, suratıma eşşoğlusu air wick püskürüyor. Her sabah bir oda kokusuyla kavga ediyorum. Her sabah onu tekmeyle yere düşürüyorum, her sabah evden sinirli çıkıyorum. Onu kaldırıp başka yere koysam da, dolaba doğru çevirsem de, her sabah gözümü kör etmek için nişan almış, aldırılmış oluyor. Böyle intikamcı oda kokusunun allah belasını versin.

Tahammülsüzlerin, üşengeçlerin asbaşkanı : Greatest Hits düşkünü popülist dinleyici.

Gülme efekti kullanan radyocuya gelince. Hayır komik de değilsin, ne bok yemeye her cümlenin ardına bir kahkaha efekti giriyorsun. Pis ya, 2 dakika tahammül edemiyor insan.

Paramız çıkışmadığında tanıdık esnaf bizi yüz üstü bırakmaz, hatta onlar hatırlamasalar bile kendimizi hatırlatmaya çalıştığımızda "önemli değil, sonra verirsin" kibarlığını gösterirler. Ama allahın belası kartlı otobüs gecenin bir köründe- ve de beytepe eksi yüz yirmi dereceyken- bir türlü gelemeyince, gelip geçen dolmuşlara, halk otobüslerine bakıp yutkunuşlarımı bir ben bilirim. Ulan bir tanesini durdurup da "ben sizin sürekli müşterinizim, müdaviminizim." desem ne tepki verirlerdi acaba. Devamlı otobüs müşterisi, evet.

"Adam soyut değil soyuk çalışmış abicim." -Entelektüel sanat muhabbetlerinde zirve.

that secret that we know
that we don't know how to tell
i'm in love with your honor
i'm in love with your cheek
what's that noise up the stairs baby
is that christmas morning


"i'm in love with your cheek" bu kadar safça ifade edilemezdi sanırım duygular ve havalar çok soğuk. İçilen kahveler daha güzel artık. Camın kenarında karın yağışını izlemek, bardaktan çıkan buharın camı buğulandırması. Camı açıp içeriye bir avuç kar havası almak. Fonda çalan melodilerin kar tanelerini dansa davetleri. Her kar tanesinin hazin sonu, elimi uzatıp kar tanelerini avucuma biriktirmeyi istediğimde, avuç ısımda eriyip yitmeleri. Demek ki sadece izlemekle yetinmeli. Yarım bardak çaylı hatıra yetmeli. Haydi biraz daha yağsın. Biraz gitar çalalım. Dilimiz yansın her seferinde, ilk yudumu aldığımız sıcak kahveden.


Gerçeklerle oynarken şu sıralar, Ütopya'dan alıntı yapmamak elde değil. "Kelimelerle oynamak meseleyi değiştirmez." -Raphael.



and i know it well..

2 yorum

Cem dedi ki...

yazının

http://www.youtube.com/watch?v=xkbyFsLZzLs

şu parça çalarken okunmasının çok feci bir efekti olduğu görülmüştür. yemin ederim ağlıycaktım. yazarımız da dahil, herkese tavsiye etmekteyimdir.

ebruhu. dedi ki...

Alman öneriye Norveç'ten karşılık vereceğimdir : Vali!

(2004 çıkışlı albüm Forlatt şiddetle tavsiye.) (Dozajı aşmadan, dikkatle dinleyiniz.)